House Of Night
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Karanlığın ve ışığın buluştuğu yerde, elbet kan dökülecektir. Savaşın kapıları sana açıldı, gecenin sesini dinle ve yüreğindeki zarlarla oyna. Doğru yolu bulacaksın...
 
AnasayfaHouse Of NightLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 sis

Aşağa gitmek 
3 posters
YazarMesaj
pembenaz
Yeni Üye
pembenaz


En Belirgin Özelliği : Komik ve gevezeyimdir..
Kediniz : kedi secmem.S
Nerden : TULSA GECE EVİ
Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 27/06/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 85
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi:

sis Empty
MesajKonu: sis   sis I_icon_minitimeC.tesi Ağus. 07, 2010 7:22 pm

“Neden ben!Neden bu aptal konuşmayı ben yapmak zorundayım?Şu koskoca sınıfta benden başkası yok mu?”Bu soruları sorarken doğru olan cevabı beklemiyordum ama sinirden çıldırmak üzereydim.Neyse ki yanımda Carey vardı.Her zamanki gibi bu halimden kurtulmamı bekliyordu.



“Neden cevap vermiyorsun?Bir iki teselli cümlesi fena olmazdı.”Carey beni dinlemiyordu.Elindeki kağıda bakıp derin derin düşündüğünü gördüm.



“Berbat görünüyorsun.Şu haline bak,tırnağın kırılmış.”dedim.Anında bir çığlık duydum



”Neden bahsediyorsun sen?Olamaz!Tırnağım!”onu bana döndürebilecek tek şey buydu.



“Şuna bak!En yakın arkadaşım Ann.Eğer sende…”

“Tamam,üzgünüm.Ben sadece beni dinlemeni istiyordum.”

“Seni dinlemek mi?”

“Haberi görmedin mi sen?”gözlerini fal taşı gibi açmış elindeki kağıda bakıyordu.Bende kağıda baktım ve büyük harflerle yazılı cümleyi okudum.



“İLK SINIFLARIN DİKKATİNE!YENİ MÜDÜRENİZ DEBORAH’IN ŞEREFİNE DÜZENLENECEK OLAN KUTLAMAYA DAVETLİSİNİZ.”imkânsızdı.Bu güne kadar yeni bir müdüre geldiğinde ilk sınıfların çağırıldığı hakkında hiçbir şey duymamıştım.

“Allah kahretsin!Ne giyineceğim şimdi,hiçbir şeyim yok.Deborah!Vay be!Gerçekten çıldırmış olmalılar.Bizi onun karşısına nasıl çıkartırlar.”Carey ilk defa bu kadar anlamlı konuşmuştu.Bense nutkum tutulmuş,olacakları düşünüyordum.Bizden yüksek bir ruh,diğer çaylakların düşüncelerini okurdu.(çaylaklar biz oluyorduk,yeni 1. sınıflar)o an aklımızdan onların zararına bir şey geçtiğini anda ruh bedenden ayrılır ve yok olurduk.



“Bu olmaz.”dedim.Sesim bir fısıltı gibi çıkmıştı ama yanımızdan geçen okulun en havalı(kendini popüler zanneden ve 2.sınıfta olan)kızı Laura’nın duymasını engelleyememiştim.



“Seni bu kadar umutsuz görmek benim için inanılmaz bir duygu Abb!Şey Add.Yok yok Ann.”adımı bilerek yanlış söylüyordu ama benim için önemi yoktu!



“Benim umudum her zaman vardır Laura ama senin kalmamış gibi.Şuna baksana bu gün tıpkı diğer öğrenciler gibi görünüyorsun.”karşımda Laura kızarırken,arkadan Carey’ın küçük kahkahalarını duyabiliyordum.Birini böyle aşağılamak(aslında diğer öğrencilere benzetilmek sadece Laura için aşağılanmaktı ama)hiç haz almadığım bir şeydi.Her nedense Laura’yı bile üzmek istemiyordum.Belki de ruh olmanın zorluklarındandır.Kim bilir?Ben bunları düşünürken Laura’ya baktığım yer artık dümdüz bir duvardı.Laura arkasına bile bakmadan kaçmıştı.Onunla bir daha konuşmayacak olmak içimi rahatlattı.Kolumda bir sıcaklık hissedene kadar hala rahattım.Ta ki onunla burun buruna gelene dek.Evet oydu!Karşımdaki Cayleb’dı.Carey bile ondan bu kadar etkilenmemin nedenini merak ediyordu.O kadar yakışıklı değildi.Okulun en popüler çocuğu da sayılmazdı.Ama okula geldiğim ilk gün karşıma çıkan oydu ve o benim ruh ikizimdi(ben öyle olduğunu düşünüyordum ve yapacağım konuşmada –ruh ikizi- kavramından da bahsedecektim.)Eğer Cayleb konuşmasa ben iç tartışmama devam edecektim ve işte sesini duydum.Beni kendine çeken o muhteşem sesini.



“Ann!Sen iyi misin?”bana neden böyle bir soru sorduğunu anlamak kolaydı.Onu görür görmez tıpkı bir aptal gibi bakakalmıştım.

“Hey!Ann orda mısın?”yine onun sesiydi.Tanrım!Resmen kızarmıştım.Hala kendime gelememiştim.Sonra sarsıldığımı hissettim.Sanki onu daha yeni görmüş bir hal takındım.(onu her gördüğümde böyle hissediyordum zaten.)



“Selam Cayleb!”diyebildim sadece.

“Sen iyi misin Ann?Sabahtan beri seni arıyorum buluyorum ama yine sana ulaşamıyorum.” İnanmıyordum.Beni arıyordu.



“Kusura bakma Cayleb.Ben şey…şu yeni müdüre olayına biraz şaşkınım o kadar.”

“Neyine şaşkınsın?Beğenilmeyen müdüre gönderilir ve yerine yenisi gelir.Melanie beğenilmedi.Şimdi Deborah geliyor.”beni anlamamasına şaşırmıştım.Bunu demek istemediğimi bilmeliydi.Konuşmaya devam ederek“Ann,bu gün garip görünüyorsun.Seni hemen revire götürmeliyiz.” Hasta olduğumu düşünüyordu.İnanılmazdı.SÜPER!





“Saçmalama Cayleb!”sesim çok yüksek çıkmıştı. “Ondan bahsetmiyorum.Farkındaysan ben birinci sınıfım ve birinci sınıflarda kutlamaya davetli.Bizim sizin gibi(yani ikinci.üçüncü,dördüncü,beşinci sınıflar)gibi mevkili ruhlara karşı bağışıklığımız yok.Eğer kutlamada yanlış bir şey düşünürsem…”sesimi kısmıştım.Normal günde onlar hakkında kötü düşünmek sorun değildi ama kutlama günleri ruhlar için özeldi ve bütün kötülüklerden arınmış olarak kutlamaya katılılınırdı.Tam iç hesaplaşmalarıma dalmışken Cayleb tekrar konuştu.



“Bunu hiç düşünmemiştim.1.sınıfların davetli olduğunu da senden öğreniyorum.”tanrım,o kadar tatlıydı ki.Sarı saçları ,uzun boyu ve zayıf vücuduyla,tıpkı bir çocuk gibi karşımda büzülüp kendini affettirmeye çalışıyordu.



“Bilmediğini biliyorum.Böyle bir şey olduğunu ilk defa duyuyorum.Lanet olsun ki bana denk geliyor.”dedim ve Cayleb gülmeye başladı. Sinirlenmem gerekirken ona daha da yaklaşmak istiyordum ama o fırsat bırakmadan elimi tuttu ve beni kendine çekti.(Tanrım bu çocuk gerçekten nefis kokuyordu.)Söylediği kelimeleri duymaya çalışıyordum.



“Biliyor musun Ann…Gerçekten senin yanında çok mutluyum.Sen daha 1. sınıfsın bu durumu hiç duymamış olman gayet normal ve bana açıklama yapmak zorunda olmadığını biliyorsun değil mi?”tanrım bir hareketiyle dünyamı değiştirirken,bir sözüyle her şeyi mahvetmişti.Ona hesap vermek istiyordum,beni merak etmesini!Ama…



“Evet,biliyorum.”deyiverdim.Onun kollarından kurtulmak istemiyordum ama o beni gevşetti ve serbest bıraktı.Çoktan yürümeye başlamıştık.



“Konuşmanı dinlemek için sabırsızlanıyorum.”dedi.Bunu duyunca yumruk yemiş gibi oldum.



“Ne demek istiyorsun!Sana okuyacağımı hiç zannetmiyorum.”bunu öyle sinirle söylemiştim ki şaşırdığını fark ediyordum.Yinede bana gülerek bakmıştı.



“’Ruh anatomisi’ adlı konuşmanı bütün okulun karşısında yapacağın hakkında sana bilgi vermek…”cümlesini yarıda kesmiştim.Baştan aşağıya ısınmaya başladım.O aptal ruh anatomisini inceleyip,anlatacaktım.Konumun özeti şuydu:

Ruhlar bedenlerin içinde yaşayan,onlara canlılık katan varlıklardır.İnsanların kendi bedenleri büyüyüp yetişiyor.Biz ruhlarda tıpkı bir insan vücudu gibi büyüyoruz.(Tabi ki normal bir büyüme değil.)Bir insan vücudu belirli bir yaşa gelirken fiziksel olarak büyür.Ruh ise içindeki ışığı büyütür.Bu ışık ruhların gücüdür.İnsanların tanrısı bizim tanrımızdır ama biz onların içlerinde yaşayan,onlara ayak uyduran küçük yaratıklarızdır.Buraya gelene kadar bir ruh olduğumu bilmiyordum.Küçük bir bebeğin içine,ışığım çok azken yerleştirilmiştim.O bebeğin annesi annem,babası babam olmuştu.Buraya gelince,sadece insanın içinde büyüyebilen bir ışık parçası olduğumu anladım.Bütün ruhların hikâyesi böyleydi işte.

Geldiğimiz bu yerde Amishler gibiyiz.Büyük bir ana binamız ve etrafındaysa kütüphanemiz veya sosyal etkinlik alanlarımız var.Zamanımız çoğu büyük binada geçer.Yatakhanelerimizde zaten buradadır.Küçük,kasaba gibi bir yere ergenliğinden sonra getirilmiş,hatta bazıları benim gibi geç getirilmiş ruhlar insanlardan özel güçlerimizi saklamak için eğitimler alırız.Beş yıllık bir eğitimden sonra da insan hayatımıza döneriz ve hayata kaldığımız yerden devam…

Aşık olmakta,ruh ikizini bulmakla olur.(insanlardan bu kelimeyi çoğu kez kullanırlar.)Bir ruh ikizin yoksa normal insanlar gibi aşık olursun.Ve ben ruh ikizimi bulmuştum.(dahası öyle olduğunu zannediyordum.)Tam karşımda duruyordu.İç konuşmam bu kadar uzun sürmemişti.Ona bir dakika içinde cevap verdim.



“HAYIR!Kesinlikle hayır!Asla bu konuşmayı herkesin karşısında yapamam.Konuşamam!Ben,ben…”Lanet olsun!Onun karşısında resmen ezilip büzülüyordum.O ise bana teselli cümlelerini çoktan sıralamıştı.



“Yapabileceğini biliyorsun Ann.Sen yaparsın vs. vs…”ama beni en çok etkileyen kolunu omzumda hissetmekti.Bunun böyle olduğunu bilseydi,gerçekten ne kadar aptal olduğumu düşüneceğinden emindim.Tam onun sıcak göğsüne yaslanacaktım ki tıpkı Carey gibi en olmadık zamanların kralı Eric (Carey kraliçesi)yanımızda bitiverdi.



“Hey!Merhaba Eric.”bunu öyle bir dalgayla söylemiştim ki…



“Merhaba Ann!Konuşmanı sabırsızlıkla bekliyorum!”tanrım,bu bir komploydu.Cayleb’ın elini omzumdan attım ve onlara küçük bir selam verip doğruca dinlenmek için konforlu odama doğru ilerledim.Cayleb’ın Eric’i bana karşı uyaran sesini duyuyordum.Beni gerçekten önemsiyordu.



MEKTUP

Odamda geçirdiğim saatleri seviyordum.Ruh anatomisi

hakkında o kadar çok kitap vardı ki onların içinden yararlı olanı bulup çalışmak bile beni yormuyordu.Yanımdaki yatakta Carey yüzüstü yatmış,ayaklarını havada tıpkı çekiç gibi teker teker sallandırıyordu.(dinlediği müziği merak etmeye başlamıştım.)Bense kitapların arasında kendimle boğuşurken oluşumumuz(yani ruhların oluşumu)ile ilgili kitabın arasında bir kitap buldum.Bu bir mektuptu.Yakın zamanlarda birine gönderilmiş bir mektuptu.

Mektuba dikkatlice bakarken bana tanıdık bir şey ilgimi çekmişti.Mektubun altında gönderen kişi olarak Darrein PARKER ismi yazılıydı.Gönderdiği kişi ise…İnanamıyorum!Ben!Olamaz.Darrein PARKER’da kimdi?Bu kitabın arasında ne işi var?Yoksa gizli bir hayran mı?Ama bu kadar eski nasıl olabilir.(çünkü kağıt gerçekten eskiydi.)Zarfın dışında Ann WHİTE yazıyordu.”Ann WHİTE.”Bendim.Bu kadar garip ismi olan bir tek ben olabilirdim.Mektubu okumak için can atıyordum ama bir yandan da korkuyordum.Korkmamı sağlayan bana nasıl hitap edildiğiydi.



Aşkım,Bir tanem,Her şeyim Ann,

Ruhların en ışıltılısının ikizi olmasıyla durur duyan sevgilin.Bir gün yanına geleceğim günü hayal ederek yaşayan sevgilin.Yaz yağmurlarında yıkanmış saçlarını koklamak ve okşamak için yanına geleceğim aşkım…Geceyi bile aydınlatacak olan ruhunun ışığında aydınlanmak için sana geleceğim.Hasretimi dindirmek için geleceğim yanına.Yıllar ince farklı bedenlerde hayat bulduğumuz,farklı hayatlarda yaşamaya alıştığımız bu esaretten sıyrılıp,seni almaya geleceğim.Hayat verdiğin bedende benim olmanı istediğim için geleceğim.Sadece senin için bir tanem,sadece seni için…

Senin Darrein’ın

Darrein PARKER



Bu satırlar…Benim içindi.İnanamazdım.Bu olamazdı.Daha önceden hiç tanımadığım biri;beni özlediğini,sadece benim için geleceğini,beni büyük bir aşkla sevdiğini söylüyordu.Kitapları yerine koyup mektubu kendime sakladım.O endişeyle yatağa tıpkı bir kedi gibi sokulmuştum.Dizlerimi göğsüme çekip derin derin nefes almaya başladım.Masadaki çerçeveden yüzümü görmeseydim,ağladığımın farkında bile olmayacaktım.Carey bana döner dönmez yüzümü yastığa gömdüm.Derin düşüncelerle uykuya daldım.

Sabah uyandığımda kitapları koyduğum yerde göremedim.Carey!Kesinlikle o götürmüştü.Hayatımda o kadar takıntılı birini görmemiştim ama aynı zamanda en yakın arkadaşım olduğunu da unutmuyordum.En yakın arkadaşım olma sebebi ise bana çok benzemesiydi.En güzel elbiselerimi üzerime geçirirken mektuba son bir kez daha baktım.”Senin için geleceğim bir tanem,sadece senin için.Senin Darrein’ın.”Bunlarda ne demekti!Lanet olsun ki her şeyi unutmuş bir mektubu düşünüyordum.Gözyaşım mektuba damlamıştı.Hasret kelimesinin üstündeydi.Elimle silince hiç olmamış gibi mürekkep oldu ve sonra kayboldu.



Sırasıyla;gelişme,uyum ve yaşama derslerine girdim.Ruhların insanların bedenlerinde yaşayabilmeleri için bunları öğrenmeleri gerekiyormuş.(ne gerek varsa)Bu okula neden getirildiğimi de bilmiyordum.Ama arada bir Cayleb ile dışarı çıkıp dolaşmak iyi geliyordu.Bu okulda dersler olduğu kadar etkinliklerde vardı.Tabi buraya okul demek yanlıştı.Biz ruhlar belirli bir seviyeye gelince düğerlerinin yanına gönderiliriz.Burası sadece bir eğitim yeri olarak düşünülebilir.Ergenlik çağına gelene kadar insanların içinde rahatça yaşayabiliriz ama sonradan sorunlar ortaya çıkıyor ve bu okullara gelmemiz gerekiyor.Sonra kendi hayatlarımıza döneceğiz tabi.Dediğim gibi,bu okulda dersler kadar eğlenceler de vardı.Son partide ise içkiyi fazla kaçırmıştım.Neredeyse kendimi bile unutmuştum.(bir tek Cayleb’ı hatırlıyordum.)

Ve BİNGO!Bu çocuğu düşünürken birden karşımda bitivermesi beni öldürüyordu.Bu sefer ben selam verdim.



“Hey Cayleb!”dedim.Beni görür görmez sınıfın kapısından bana doğru ilerlemeye başladı.Bana öyle sıcak bir öpücük verdi ki sevgili olsak ölebilirdim.



“Merhaba Ann!Dün için özür dilerim.Önce ben,sonra Eric.Üzgünüm,gerçekten”



“Önemli değil,galiba alıştım.”dedim.Bir anda yüzünde bir gülümseme belirdi.Bu gün bir kutlama vardı ve ben Cayleb ile gitmek istiyordum.İşte ikinci BİNGO!



“Hey Ann!Eğer bir partnerin yoksa partiye benimle gelir misin?Hem,bu çocuğu da yalnız bırakmamış olursun.”dedi.Dilim tutulmuştu.Aklımdan geçen şeyler oluyordu.(keşke bana sarılmasını dileseydim.)



“Tabi Cayleb.Hem,bu kızın da senden başka kimsesi yok.”dedim.İkimizde gülüyorduk.Birden karşımızda Laura cadısı belirdi.



“Ooo!Selam Cayleb.”dedi.Hey!Bunu neden yapıyordu?Cayleb ile konuşmazdı bile.

“Merhaba Laura!”dedi Cayleb.Gerçekten ona karşılık vermişti.

“Baksana!Partiye bir ezikle gitmek zorunda değilsin.Ben sana eşlik ederim.Ne dersin?”diye sordu.Cayleb susmuştu.“Eee..Ne dersin Cayleb?”Laura sorusunu tekrarlamıştı.Bense kırmızı konverslerime bakıyordum ki,boynumda sıcaklık hissettim.Cayleb kulağıma bir şeyler fısıldıyordu.



“Hiçbir partner,beni senin kadar mutlu edemez.”dedi.Ardından da sıcacık bir öpücük verdi.(bir destek verin,tutunmam gerek.)Tanrım!Beni öpmüştü.Hem de tıpkı bir aşık gibi.Cayleb’ın Laura’yla konuştuğunu duyuyordum ama benim için her şey o anda durmuştu.Cayleb beni seçmişti.Bunun ötesi yoktu.Laura gider gitmez elini belime sardı ve bir şeyler daha fısıldadı.Bu sefer duymak istediğim şeyler değildi.Gitmesi gerektiğini söylüyordu ve ben daha onu öpemeden uzaklaştı,gitti.

Hala şaşkındım ama kendimi başka şeylere yoğunlaştırmam gerekiyordu.O gün bütün geceyi kütüphanede çalışarak geçirdim.(ruhlarında ne anatomisi varmış ama)Araştırmalarımın bitmesine ramak kalmıştı ki kitabın arasından bir kağıt düştü.Aynı kitaptı ve yine bir kağıttı.Heyecanla kağıdı açtım.Okumak için yola koyulacağım sırada kağıdın geri zekalı çaylakların bir yazışma notu olduğunu gördüm.Kitabın arasında unutmuşlardı.(Merhaba Aşkım!Merhaba Birtanem!)gibi şeylerdi.



İLKLER

Saat akşam 9.00’dı.1.00’da Deborah’ın kutlaması var ve ben Cayleb’la gidiyorum.Hemen odama koştum.Üzerime çiçeklerle süslü,(kırmızı,lacivert,siyah)askılı ve diz üstünde bir elbise giyinip saçlarımı taradım ve mavi gözlerimi ortaya çıkartacak siyah bir kalem sürdüm.Carey ise çok güzeldi ama o beni öve öve bitirememişti.Kapının çalınmasıyla yerimden irkildim.(korktuğum için değil ama kapının diğer tarafında ki kişinin Cayleb olduğunu bilmek dayanılmazdı.)

Tüm ihtişamıyla karşımda duruyordu.Mavi bir gömlek giyinmişti.Vücuduna ne kadar yakıştığını anlatamazdım.Hiç konuşmuyordu.Bu sefer ben ona sormuştum.Saçımı bağlamam yeni bitmişti.



“Cayleb!Sen iyi misin?”ne garipti.Birbirimize bu soruyu ne kadar çok sormuştuk.Cevabının gelmesi uzun sürmemişti.



“Ann!Çok,çok…”cümlesini tamamlayamadı.

“Evet!Ben,ben…”deyivermiştim.Sesi çok güzeldi.

“Çok güzelsin.”dediği anda (sadece karnımda değil)bütün vücudumda kelebekler uçuşmaya başlamıştı.Sonra sol kolumu onun koluna attım.

“Gitmemiz gerek.”diyerek onu dışarıya çektim.Kutlama beklediğim gibi gitmiyordu.(benim için)Cayleb sayesinde ruhlar hakkında kötü bir şey söylemem imkansızdı.Ama diğer çaylaklar endişeliydi.Sonunda Deborah ortada belirdi.Uzun boylu ve ince bir bayandı.Güzel sayılırdı ama eski müdüre Melanie daha güzeldi.Konuşmaya başlamak üzereyken arkadan sesler geldi.Çaylaklar,onun hakkında ki kötü düşünceleri yüzünden teker teker salondan çıkarılıyordu.Ama ruhlarının alınmayacağını Cayleb kulağıma fısıldadı.Bende kolumda bir an birini hissetmeye çalıştım ama öyle bir şey olmamıştı.Fakat ben onun güzel olmadığını bile düşünmüştüm.

“Sayın ışıkları yüzlerine yansıyan ruhlar!İlk sınıftan,son sınıfa hepinizi selamlıyorum.İyiyseniz iyiyimdir ama hatayım affetmem.”dedi Deborah.Herkes ondan korkmaya başlamıştı bile.Cayleb bana doğru uzanıp bir hikaye anlattı.



“Deborah daha öncede bir çok okulda bulundu.”dedi“Çoğu okulunda çaylakların çoğu öldü.Bu yüzden biraz farklıdır.Şu an senin bu salonda kalman büyük mucize ya da bilerek yaptı.Dikkatli ol.Bu gün sadece beni düşün.”(son cümleyi aklımdan çıkaramıyordum ama.)Hikaye ilgimi çekmişti.Ya bende ölürsem diye düşünmeye başladım.Cayleb beni elimden kavradı.O ana kadar Deborah’ın konuşmasının bittiğinin farkında bile değildim.Cayleb beni dansa kaldırmıştı ve Deborah’ın gözleri üzerimdeydi.Ben de hiç bir şey düşünmeden Cayleb’ın kollarındaydım.

Bana öyle sıkı sarılmıştı ki hiç bırakmamasını içimden milyonlarca kez diledim ve işte ilk hamle oldu.Dudakları alnımdan yavaşça dudaklarıma indi.Kalabalık umurunda değil gibiydi.(zaten herkes bizim gibiydi.)Onun dudakları benim dudaklarımı ararken,ben de derin derin nefes alıyordum.Elimle saçlarını kavradım ve işte sonunda her şey oldu.

Tek bir vücut gibiydik.Sıcaklığı,sıcaklığım,sıcaklığımız…Her şey aynıydı.Cayleb,bunu nasıl yaptığını düşünüyormuş gibi değildi.Sanki hep bunu yapmak istermiş gibi öpüşü daha da derinleşiyordu.Sonunda yorulduğumu hissederek beni kendinden yavaşça kendinden uzaklaştırdı.Sonra yüzümdeki gülüşlere baktı ve benimle birlikte gülmeye başladı.Hala kollarındaydım.Beni sıkıca göğsüne bastırdı ve orda öylece durduk.

Gece yataktayken tek düşündüğüm oydu.Sıcaklığı ve kokusu vardı sadece.Ben ve Cayleb’dı.Her şey bizdi,her şey ama bu gece huzursuzdu.Ben ne kadar mutluysam,gece o kadar mutsuzdu.Rüzgar sert esiyor,cama vurdukça sesler çıkartıyordu ve olan oldu.Yataktan sıçramamla cam açıldı.Rüzgar,sert esmiş ve tüm odayı yerle bir etmişti.Tüm sıcaklığımı alıp götürmüştü.Ne garipti!Carey hiç etkilenmiyor gibiydi.

Her şey normalken bana gelen mektup süzülerek yatağın üzerine düştü.Açmak üzere eğilip onu aldım.Kağıt ıslaktı.Benim gözyaşlarımın üzerine bir çok gözyaşı daha eklenmişti.Aşkım,sevgilim kelimeleri(ikisi birden)silinmişti.Neden olduğunu bilmeden ağlamaya başladım.Mektup siliniyordu.Bunu Cayleb’la yaşadıklarımdan sonra olması beni şaşırtıyordu.Olamazdı!Mektubun başında ağlayan ‘Benim Darrein’ım’(onun deyimiyle)olmazdı.Kesin biri bulup okumuş olmalıydı.Ama neden ağlasın ki?

Sabaha kadar hiç uyumadım.Gözlerim kıpkırmızı ve yorgun bir biçimde uyandım.Kafamı dağıtmam gerekiyordu.Direk derslerime girdim.Tabi ki sadık arkadaşlarım Ben,Lucy,Tom,Timothy(ben ona Tim diyorum.)her zaman ki gibi yanımdaydı.Baş köşede Cayleb vardı.Elimi tutuyor,hiç ayrılmak istemiyormuş gibi sürekli beni kokluyordu.Biraz düşündüm.(neden kokladığını…)Ama kötü bir şey olmazdı.Annemin aldığı özel orkide kokulu jelle duş alıyordum.

Ah!Annem!Benim madam Valentine’m,her şeyim.Onu ne kadar özlediğimi fark ettim ve sol cebimdeki telefonumu çıkarıp hemen numarasını tuşladım.



“Ann!Seni çok özledim bir tanem.”annemin sesi çok tatlıydı. “Bende seni anne.Senin şu orkideli duş jelin aklıma seni getirdi.”dedim.İkimiz de gülmeye başlamıştık.Biraz sohbetten sonra ona Darrein’ı sormaya karar verdim.Annem benimle ilgili her şeyi bilirdi.(yemin ederim her şeyi)“Anne sana bir şey soracağım.Bizim ’PARKER’ soy isimli bir tanıdığımız var mı?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amanda Sylise
6.Sınıf Çaylak
6.Sınıf Çaylak
Amanda Sylise


En Belirgin Özelliği : Sarı saçlarım , mavi gözlerim , hırçınlığım , kendime olan güvenim , moda anlayışım , sesim , popülerliğim ...
Kediniz : Möğlin^^ Bentüğ yumağı , akıllı oğlum. Seni çok seviyorum.
Nerden : Londra~~
Mesaj Sayısı : 1274
Kayıt tarihi : 17/01/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 100
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi: +0

sis Empty
MesajKonu: Geri: sis   sis I_icon_minitimePerş. Ağus. 12, 2010 3:05 pm

30-Betimleme~ 25
20-Uzunluk~20
20-Kurgu~15
10-İmla~10
10-Noktalama~10
10-Renk Uyumu~5


Puanın 85*

Şu anda forumnda adminler olmadığı için rütbe alman biraz uzun sürebilir.S
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Aurnia Lilith Connolly
Admin / 5. Sınıf Çaylak / Karanlık Kızlar/Erkekler Lideri
Admin / 5. Sınıf Çaylak / Karanlık Kızlar/Erkekler Lideri
Aurnia Lilith Connolly


En Belirgin Özelliği : Erken dönüşmüş olmam. Daha 5. sınıf bir çaylağım ama her yerim döğme dolu.
Kediniz : Iris. Siyah ve mali gözlü harika bir yaratık.
Nerden : Massachusetts, Boston
Mesaj Sayısı : 594
Kayıt tarihi : 15/11/09

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 100
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi: +0

sis Empty
MesajKonu: Geri: sis   sis I_icon_minitimePerş. Ağus. 19, 2010 9:24 pm

istenilen rütbe bana pm ile bildirilsin..
konu kilit..
Ayrıca lütfen kullanıcı adınızı değiştirmek için başvuruda bulununuz..
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
http://houseofnight-turkey.yetkinforum.com
 
sis
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night :: Rpg :: Güç Seviyesi-
Buraya geçin: