House Of Night
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Karanlığın ve ışığın buluştuğu yerde, elbet kan dökülecektir. Savaşın kapıları sana açıldı, gecenin sesini dinle ve yüreğindeki zarlarla oyna. Doğru yolu bulacaksın...
 
AnasayfaHouse Of NightLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 İki YIl Sonra...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Ace Skym
5. Sınıf Çaylak
5. Sınıf Çaylak
Ace Skym


En Belirgin Özelliği : Sessiz ve asosyal olmam ama bunlardan kurtuluyor gibiyim :D
Kediniz : Sharlot(Benim yaşlı ve bilge gözüken kahverengi kedim)
Nerden : Tulsa Gece Evi
Mesaj Sayısı : 123
Kayıt tarihi : 14/09/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 89
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi:

İki YIl Sonra... Empty
MesajKonu: İki YIl Sonra...   İki YIl Sonra... I_icon_minitimeC.tesi Şub. 25, 2012 12:59 am

Taş zemin soğuktu. Kan ise ılık. Nerede olduğumu ilk başta anlayamamıştım. Gözlerim hala buğulu görüyordu ama görüşüm yavaş yavaş yerine geldi. Gece Evi’nin avlusunun ortasında yatıyordum. Kalkmaya çalıştım ama her tarafım ağrıyordu. Kılıcım… Hemen etrafıma baktım. Bir metre ötemde, alaycı kuzgunlardan birisine saplı duruyordu. Nasıl olmuştu bu? Sürünerek oraya gittim ve kılıçtan destek alarak ayağa kalktım. Her tarafım kan olmuştu. Bir kısmı kurumaya başlamış ve hareketimi engelliyordu. Kılıcı alaycı kuzgundan kurtardım ve onu baston olarak kullanıp yakındaki banklardan birine oturdum. Etrafta bir sürü çaylak ve kuzgun cansız şekilde yatıyordu. Taş zemin kandan kızıl bir ton almıştı. Ölüm… Kim yapmıştı bütün bunları? Başımı tuttum ve o an elime taze kan geldi. Kafam kanıyordu ama çok mühim değildi. Olaylar teker teker aklıma gelmeye başlıyordu. Bir savaş başlamıştı… Gece Evin’de… Sonra patlamalar olmuştu… Işık hatırlıyordum… Beyaz ama kirli bir ışık… Beni tehdit eden her şeye saldırmıştım. Herkes delirmiş gibiydi. Canlı kalabilmek için birbirlerine saldırıyor ya da kaçarken birbirlerini eziyorlardı. Zor dayandığımı hatırlıyordum. Yorulmuştum, pilim bitmek üzereydi… Bir şeye yetişmeye çalışıyordum… Ama kim? DARYNA! Aşık… Ona yetişmeye, onu korumaya çalışmıştım ama çok kalabalıklardı, o çok uzaktı ve… ve… Onu koruyamadım. En yakındaki duvara yumruk attım. Canımın acıması önemli değildi. Bir daha attım, bir daha ve bir daha… Elim kanamaya başladı ama her yerim kana bulanmışken bu pekte önemli değildi. Ben aşkımı, benim zarif gülümü koruyamamıştım. Oysa ona ettiğim yemin dün gibi aklımdaydı:
-Daryna, benim narin gece gülüm. Sen çok güzel ve harikasın. Ama şu an bile tehlikedesin. Bense seni koruyamamanın acısını yaşayan bir vampirim. Tamam, bu damgalanma olayı bizi gerçekten de yaklaştırdı ama ben... ben, sana daha da yaklaşmak, seni her an olsun korumak ve bu güzelliği sonsuza dek yaşatmak istiyorum. Şu andan itibaren ben senin savaşçınım ve sen ise benim narin rahibemsin. Seni asla ama asla yalnız bırakmayacağım... Asla!
Asla!... Bu sözler kulağımda yankılanıyordu. Gece Evi’nin soğuk duvarları adeta benimle alay ediyordu. Çaresizlikle boğuşuyordum. Artık ağlayamayacak kadar sert olmuştum. Değişmiştim. Dövmelerim bile tamamlanmıştı. Artık tamamen farklıydım. Karamsar, duygusal Ace artık tamamen gitmişti. Artık onu hissetmiyordum bile. Artık daha şey birisi vardı burada, daha… Erkeksi, daha sert, daha zalim… Sinirle titredim. Her şeyin sorumlusu benmişim gibi hissediyordum. Peki, Daryna dışında diğerleri neredeydi? Ares… Lilith… Amanda… Emily… James… Hiçbiri yoktu ortalıklarda. Ağrılarım biraz olsun hafiflemeye başlamıştı. Yerde yatan bütün çaylakları aradım ama hiçbiri onlar değildi. Gece Evi yok olmuştu resmen. Kötüler mi kazanmıştı? Biz mi kazanmıştık? Ama biz kazandıysak… Daryna… Gökyüzüne doğru bağırdım:
-LANET OLSUN BÖYLE ADALETE! KÖTÜ DEĞİLİM BEN! İSTEMİYORUM KÖTÜ OLMAK! BEN GERİ DÖNMEK İSTİYORUM! ESKİYE! HUZURLU VE BİRLİKTE OLDUĞUMUZ GÜNLERE! NYX, DUY BENİ!
Ama Nyx cevap vermedi. Etrafta bir sessizlik vardı… Ölüm sessizliğiydi bu. Nefeslerim boğazımda kalıyordu. En yakın duvara gidip dayandım ve anlımı sildim. Kolum yine kan olmuştu. Yavaşça yere düştüm ama sırtım hala duvardaydı. O an aklıma Tulsa’ya bakmak geldi ve o an dehşete kapıldım. Şehrin üzerinde duman tütüyordu. O an anladım ki her şey bitmişti… Her şey… Kimse ortada yoktu, bir çok kişi ölmüştü… Peki kim kazanmıştı? Aslında bu sorunun hiçbir önemi yoktu. Bitmişti işte. Yavaşça kolumdaki saate baktım. Camı çatlamıştı. Hıçkırdım ve gözlerimi kapadım. Bu saati bana Daryna hediye etmişti. Saati kolumdan çıkardım ve ona sarıldım. Ona Daryna’ymışçasına sarıldım. Sesim titrek çıkmıştı ama usulca içimden geleni söyledim:
-Üzgünüm.
Karamsarlığa yenik düştüm. Kılıç tutan elim titriyordu. Sinirle ayaklandım ve kılıcı karşı duvara fırlattım. Kılıç duvara temas ettikten sonra gürültü çıkardı ve sap kısmıyla metal kısmı birbirinden ayrılıp parçalandı. Nefes nefeseydim. Kendimi vahşi bir hayvan gibi hissediyordum, sürüsünden ayrılmış vahşi bir hayvan… Sona gelmiştik işte… Yolun sonuna.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
İki YIl Sonra...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Ve, uzun bir aradan sonra ben... Hatırlayamadın mı?

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night :: Gece Evi Bahçe :: Avlu-
Buraya geçin: