Sen bir "Shayee" kızısın

Konu: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 5:21 pm

"Haydi Tina elimi tut.Yapabilirsin haydi!"
Derin bir nefes aldı Tina. Gözyaşları yüzünü ıslattığı yetmezmiş gibi bir de yağmur çiselemeye başlamıştı. Üstünde bulunan ince bluza bakılırsa akşam kalmadan üşüteceği kesindi. Tabi eğer bir uçurumdan düşmek üzere olmasaydı bunu dert edebilirdi. Şimdi çok daha büyük bir derdi vardı.
"Yapamıyorum Jess! Çok kaygan!" dedi hıçkırarak. Aklı neredeydi kendini oradan aşağı atarken? Gerçi cevabı basitti bu sorunun. Tabi ki Jack'deydi. Onu o kızı öperken gördüğünü düşündü yine.. İçi bir tuhaf oldu. Jess'in elini tamamen brakıp kendini bu binlerce metrelik uçurumdan atmayı düşündü tekrar. Ama yok. Buna bir kez daha cesareti yoktu.
"Tina bak. Bütün gücümü kullanarak seni çekeceğim. Ama bana lutfen elimi çok sıkı tutarak bana yardım et. Hadi bunu başarabiliriz!"
Tina sadece kafasını sağlayabildi. Sanki kelimelerin hepsini unutmuştu. Biri ondan konuşma yetisini almış gibiydi.
Jess Butun gucuyle Tina'yı tekrar kendine doğru çekti. Ve sonunda,Tina'nın ayakları artık yere basıyordu. Gerçi tam olarak yere bastığı söylenemezdi,uçurumdan yukarı çıkar çıkmaz kendini yere atmıştı. Ve ağlıyordu. Hıçkırarak.
"Aman tanrım Tina ! Sakın bir daha bunu yapma,sakın !" derken Jess de hıçkırarak Tina'ya sarılmıştı.
Şimdi iki dost birbirlerine sokulmuş hıçkırarak ağlıyorlardı.

Yaklaşık bir saat sonra tamamen sırılsıklam olmuş bir halde sonunda evdeydi Tina. Evdeki "acaba-kızımız-yine-ne-halt-yedi" manzarasına bürünmüş annesinin onu beklediğini çok iyi biliyordu. Uzun bir şekilde iç çekti. Derin bir nefes aldı ve "Ding-Dong" sonunda zili çalabilmişti. Annesi,düşündüğünün tam tersine gözyaşları içinde kapıyı açtı.
"Ah Tina! Nerelerdesin! Bizi çok korkuttun bebeğim. Ben.. Seni çok merak ettim!" diyerek annesi kocaman sarıldı kızına.
Tina en başta ne yapacağını bilemedi. Annesi uzun zamandır ona böyle sarılmıyordu. Biraz çekingen bir tavırla annesinin sarılışına karşılık verdi. Bir süre sonra küçük-sarışın-barbie-bebek kardeşi yanında belirdi. Biraz önce ağladığı belli oluyordu. Dudaklarını titreterek "Abla.." dedi bir tek. Tina ona gülümsedi. Annesinin kollarından sıyrılıp kardeşini kucağına aldı ve sıkıca sarıldı.
Ailesine baktı ve.. Tam bir salak olduğunu düşündü. Onları bırakıp nasıl ölümü düşünebilmişti? Kendine acıyordu.

Sessiz geçen bir kaç uzun dakikadan sonra Tina neredeyse fısıltı gibi çıkardığı sesiyle "Odama gitsem iyi olacak." dedi. Annesinin gözyaşlarını silerken bir yandan da gülümseyerek Tina'ya kafasını salladığını gördü ve hızlı adımlarla odasına gitti. Kapıyı açar açmaz dikkatini çeken ilk şey büyük,beyaz ve oldukça eski,deriden yapılmış bir kapağı olan defterin masasının üstünde durduğuydu. Şüpheli bir ses tonuyla annesine "Bu da neyin nesi?" diye sordu. Annesi yavaşça Tina'nın yanına geldi. Elini omzuna koydu ve "Tatlım.. Belki söylemek için hoş bir zaman değil ama.. Babaannen. Bu sabah.. Ölmüş. Ve bu defteri ölmeden önce kargoyla sana yollamış. Üstünde bir not vardı. Defteri senden başkasının okumasını istemiyor." dedi. Tina annesine ne saçmalıyorsun? bakışı attıktan sonra yüzünü deftere çevirdi. Babaannesi. Onu sadece bir defa görmüştü. O da babasının cenazesinde. Nedenini tam olarak bilmiyordu ama annesinin anlattığına göre babaannesi, babasını, annesiyle evlendiği için evlatlıktan reddetmişti. Ve Tina ve kardeşini, torunlarını görmeyi de her zaman reddetmişti. "Bizde çok meraklı değildik ona tabii ki" diye düşündü. Ama şimdi bu defter de neyin nesiydi ? Yüzünü sadece bir kez yedi yaşındayken gördüğü torununa on sene sonra gönderdiği bir defterde neler yazabilirdi ki? Herhalde içinde bir özür mektubu falan olsa gerekti. Vicdanını rahatlatmak için..

Derin bir nefes aldı ve annesine "Pekala. Gidebilirsin anne. Ben biraz.. Yalnız kalmak istiyorum. Üzgünüm." dedi Tina.
Annesi anlayışlı bir biçimde gülümsedikten sonra odadan çıkıp kapısını yavaşça kapadı. Tina annesi odadan çıkar çıkmaz tekrar ağlamaya başladı. Nasıl yapabilirdi bunu Jack! Tam üç sene boyunca çıkmışlardı. Ve bir gün geliyor, Jack onu, okula yeni kaydolmuş bir sürtükle aldatıyordu. "Lanet olsun!" diye bağırmaktan kendini alamadı Tina. Ama düşününce.. yaptığı gerçekten mantık dışıydı. Sırf Jack için ölümü göze almıştı. Aslında tam olarak kendini uçurumdan aşağı bırakmasının (ve mucizevi bir biçimde Jess'in onu bulup elinden yakalamasının) nedeni Jack'e acı çektirmekti. Vicdan azabı çektirmek.. Uzun bir hıçkırarak ağlama nöbetine girdikten sonra Tina uyuyakaldı.

Yaklaşık iki buçuk saat sonra uyandığında Tina gerçekten üşüyordu. Ve sonra yaptığı salaklığı fark etti. Islak kıyafetlerle yatmıştı. İç çekerek üstündekileri çıkardı ve kuru,kalın bir şeyler giydi. Tam yatağına dönerken gözü deftere ilişti. Aslında içinde ne olduğunu çok merak ediyordu. Yavaşça defteri alıp kolunun altına sıkıştırdı ve yatağına geri döndü.

Defterin kapağını yavaşça açtı. İlk sayfada gerçekten mucizevi bir şekilde güzel bir el yazısıyla "Tina'dan başka kim okursa işte o, hiç bir şey göremeyecektir." yazıyordu. Tina gülümsedi. Babaannesinin mizah anlayışı olduğunu bilmiyordu. Aslında onun hakkında hiç bir şey bilmiyordu. Bir an bu yazının ciddi olabileceğini düşündüysede bu saçma düşünceye fazla kulak asmadı. Nazikçe diğer sayfayı çevirirken eskimiş yaprağı yırtmamaya dikkat ediyordu. Ve yazanı görünce neredeyse bir çığlık atacaktı.

"Hangi akılla uçurumdan atlayıp kendini öldümeye çalışıyorsun sen!"

Kafası karışmıştı. Hemde çok fazla. Biri ona kamera şakası falan mı yapıyordu? Dudaklarını ısırırken kendi kendine "Jack'e acı çektirmek istedim.." diye fısıldadı.
Ve diğer sayfayı çevirdiğinde yazan şey, onu gerçekten şoka sokacaktı.

"Bir çocuk için bütün aileni üzmeyi göze alıyor olamazsın!"
....

Tina derin bir nefes aldı ve çığlık atmamak için eliyle ağzını kapadı. Yaptığı deliceydi biliyordu ama deftere "Sen şey.. Babaannemin ruhu falan mısın?" diye sordu. Ve nefesini tutup sayfayı çevirdi.
Ve yazan tam olarak şuydu :

"Saçmalama güzel kız. Tanışsak iyi olacak. Ben Shayuna. Ailenizin en büyük dostu."

Tina hala şok içindeydi. Birden aklına bir şey takıldı. Biraz önce ona cevap vermiş sayfalara tekrar baktı ama bomboştu. Hiç bir yazı yoktu. Sonraki sayfalara baktı hatta defterin bütün sayfalarını teker teker kontrol etti ama yine boştu.
Korkudan ağlamamak için dudaklarını ısırırken, defterin herhangi bi sayfasını açtı ve yazan şey karşısında tekrar şok oldu.

"Benden korkmana gerek yok. Ne de olsa sadece bir defterim"

Tina hızlı bir şekilde defteri kapadı ve "Tamam bu kadarı yeter!" diyerek onu dolabının en arka köşesine attı.

Sinirli bir şekilde odadan çıktı ve annesinin yanına mutfağa gitti. Sinirini kontrol altına almaya çalışan bir sesle "Anne. Benim herhangi bir halam,amcam yada babamın her hangi bir akrabası yok mu??" dedi.
Annesinin şaşırdığı belli oluyordu. "Üzgünüm tatlım ama,babanın ailesi hakkında hiç bir şey bilmiyorum. Bunu sende biliyorsun." dedi. Tina iç geçirdi ve tek kelime etmeden odasına döndü. İlk yaptığı şey telefonunu ele geçirmek ve Jess'e bir kısa mesaj atmak oldu.
"Jess,çok tuhaf şeyler oluyor."
cevabın gelmesi uzun sürmemişti.
"Bugün yaptığın o saçma şeyden sonra,daha garip ne olabilir ki?"
Tina kendi kendine gülümsedi.
"Bize gelmelisin.Hemen." dedi.
Jess "OK" diye mesaj attı. Ve Tina yatağında bağdaş kurup, en yakın arkadaşını beklemeye koyuldu.
"Acaba tekrar defteri açsam mı?" diye düşündüysede sonra vazgeçti. Bunu Jess geldiğinde tekrar açacaktı. Tek başına bakmaya cesareti yoktu.

Yaklaşık on dakika sonra kapı zilinin çalındığını duydu ve hemen odasının kapısı açıldı. Jess,Tina'ya sımsıkı sarılırken "Daha iyisin ya?" diye sordu. Tina ona gülümseyerek cevap verdi.
Jess sabırsızca "Nolduğunu hemen anlatacak mısın yoksa bir kaç saat beklemeli miyim" diye sordu alaycı bir tavırla.
Tina derin bir nefes aldı ve "Pekâla, bu gördüklerinden sonra lütfen çığlk atmak istersen ağzını kapa tamam mı?" dedi. Jess, Tina'ya aklını-mı-kaçırdın bakışı attktan sonra derin bir iç geçirdi ve "Pekâla." dedi. Tina hızlı bir şekilde dolabının kapısını açtı. Ve dolabının en gerisindeki defteri sanki kokmuş bir çorabı tutuyormuş gibi tutup yatağının üzerine bıraktı. Jess meraklı gözlerle "Bu da ne?" diye sordu. Tina "Babaannemin ben-ölüyorum hediyesi" dedi. Jess hayli şaşırmış görünüyordu. Tina tekrar derin bir nefes aldı ve "Bu defter benimle konuşuyor!!" dedi.

Jess o an da kahkahayı patlatıverdi. Tina ona gözlerini çevirirken defterin kapağını yavaşça açtı ve "Bak şimdi" dedi. Herhangi bir sayfa açtı. Büyük bir nefes aldı. Gırtlağını temizledi ve fısıltı kadar ince bir sesle "Defter! Şey.. Aslında Shayuna demeliyim sanırım. Shayuna. Ben.. Of tamam ne soracağımı bilmiyorum. Ama, sadece bana bugün nasıl olduğunu söyleyebilir misin?" dedi. Jess alaycı bir ses tonuyla gülmesini sürdürürken Tina'ya kafayı-yiyen-zavallı-kız gibi bakıyordu.
Tina gözlerini Jess'ten çevirdi ve "Bak şimdi deftere ! Görmüyor musun yazıları !"
Defterde gerçekten

"İyiyim,güzel kız."

yazıyordu.
Ama Jess hala gülerken Tina'ya "Canım,kafayı falan mı yedin sen? O sayfa bomboş!" dedi. Tina sinirlenerek deftere döndü ve "Bu da ne demek" diye bağırdı. O an da defterde yeni bir yazı belirdi.

"O beni göremez tatlım.Ben sana ve senin soyuna aidim.Beni sadece siz görebilirsiniz."

Tina gerçekten kafayı yemek üzereydi. Ağlamamak için kendini zor tutuyordu. Yoksa cidden kafayı mı yemişti? Tina bunları düşünürken Jess gırtlağını temizledi ve "Tina,benim artık eve dönmem lazım. Bugün gerçekten senin için de benim için de zor bir gündü. Anladığım kadarıyla kendine tam gelememişsin. Biraz yat ve dinlen. Kendine gelmeye çalış. Görüşürüz dostum." dedi ve Tina'nın yanağına bir öpücük kondurup odadan çıktı.

Tina yine aynı hisle sarıldığını düşündü.
Tek başına,yalnız.

O anda defterden yine o şirin melodi çıktı ve bu yeni bir yazının belirdiğinin göstergesiydi.

"Sen, yalnız değilsin tatlım.Ben buradayım.Ailen de.Hiç bir zaman olamazsın."

Tina iç geçirdi. Ve kendini bir deli gibi hissederek deftere yine soru sormaya başladı.
"Pekâla defter. Yani şey pardon Shayuna. Bana herşeyi baştan anlatır mısın? Sen nesin tam olarak? Defterin içine girmiş bir ruh mu? Neden bir tek ben görebiliyorum senin yazdıklarını?"
Tina'nın soruyu sorduğu saniye cevap gelmişti.

"Hayır Tina. Sen bir Shayee kızısın. Ve bizler Shayee kızlarının en yakın dostlarıyız."

Tina gerçekten sanırım-şok-oldum bakışları atarak deftere "Shayee kızı mı? Neden bahsediyorsun sen?" dedi.
Defter tekrar cevap verdi.

"Aman Tanrım hiç bir şeyden haberin yok mu senin? Neyse baştan saracağım. Senin soyun çok eskilere dayanıyor. Sizler tanrı tarafından kutsanmış yeteneklere sahip bir nesilsiniz. Büyükannen de bir Shayee kadınıydı. Ve gerçekten çok güçlüydü. Ama kehanetlere göre sen Tina, artık evrendeki en güçlü Shayee kızısın."

"Şey,peki,tamam. Ama bu, Shayee kızlarından başka nerede bulabilirim? Yalnız kalmak istemiyorum."

"Tina. Evrendeki artık tek Shayee kızı sensin. Tabi senin kızın olmadığı sürece.Babaannenin bir kızı olmadığı için bu kutsanmış ünvan direk sana verildi"

"Peki ya kız kardeşim?"

"Sen ilk doğansın. Bu yüzden bu ünvan sana bahşedildi."

"Evet.Harika.Bir bu eksikti.Peki bu bahsettiğin "güç" tam olarak ne?"

"Şimdi senden bir şey isteyeceğim. Yanındaki oyuncak ayıyı al ve kollarının arasında tut. Ha?Neden?Nasıl? gibi sorular sormadan dediğimi yap."

Tina mavi gözlerini iri iri açtı ve derin bir nefes alıp, geçen sene Jack'in aldığı oyuncak ayıyı kollarının arasına aldı. Ona Jack'i hatırlattığı için biraz canını yakmıştı bu ama şimdi bunu düşünmenin sırası değildi.
"Şey aldım tamam. Ama hey,bir dakika yanımda oyuncak ayı olduğunu nerden biliyordun ki! Aman tanrım yoksa gözlerin mi var!"

"Sana soru sorma dedim. Ama çok merak ettiysen söyleyeyim,benim gözlerim yok. Sadece hissedebiliyorum. Her neyse şimdi derin bir nefes al ve ayıya odaklan. Onun canlanmasını istediğini düşün. Bak sakın soru sorma. Hiç bir şey deme. Sadece ona odaklan."

Tina ah-ne-kadar-da-delice olan bu şeyi gerçekten yapmaya koyulduğuna inanamıyordu. Ama madem "Shayuna" bunu istiyordu. Yapacaktı.
Gözlerini kapattı. Ve içinden tekrarlayıp durdu "Canlan.Canlan.Canlan." yaklaşık sessiz ve upuzun gelen üç dakika sonrasında gerçekten çok şirin bir sesin "Merhabaaaaa!" demesiyle Tina uzun bir kâbustan uyanmış gibi sıçradı. Ayı ona el sallıyor ve gülümsüyordu.

AMANTANRIMAMANTANRIMAMANTANRIM!

Ve defterin yaprağında çok geçmeden bir yazı daha belirdi.

"Sen bir Shayee kızın Tina. Herşeyi,herkesi canlandırabilirsin. Sen,busun."

Ve Tina kendini bir ben-çok-canlıyım oyuncak ayı ve defterin arasında buldu.
Sanırım artık hiç bir şey Normal olmayacaktı.

**********

Eğer beğenilirse devam ederim :]]

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 6:16 pm

Çok güzel olmuş tebrik ederim Very Happy

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 6:25 pm

Teşekkürler

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 6:37 pm

Önemli değil

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 6:39 pm

Gerçekten güzel olmuş

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 6:56 pm

Sağol :]

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 6:56 pm

Önemli değil Smile

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Paz Ağus. 22, 2010 8:50 pm

Lütfen başlığı sohbete çevirmeyiniz !

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Ptsi Ağus. 23, 2010 10:21 pm

Öncelikle Serdar'a katılıyorum. Lütfen Rp konularını sohbete çevirmeyiniz.

Rp'ni çok güzel buldum. Çok beğendim. İşte budur diorum (:
Puanın 97*

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Ptsi Ağus. 23, 2010 10:31 pm

Çok teşekkürler :]
Ama rp puanım neden görünmüyor?

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Ptsi Ağus. 23, 2010 10:38 pm

Admin müsayit olduğu zaman ekliycek (:

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Ptsi Ağus. 30, 2010 8:20 pm

Admin bir haftadır müsait değil mi acaba halâ eklenmemiş :/

Konu: Geri: Sen bir "Shayee" kızısın Ptsi Ağus. 30, 2010 9:39 pm

Elanesse Miriel demiş ki:: Admin bir haftadır müsait değil mi acaba halâ eklenmemiş :/

pardon ama adminlerinde bir hayatı var her dakika sitede olamıyorum.
ayrıca tatilde olduğumuzu unutmayınız, herkesin bir yere gitme ve tatil yapma hakkı varda adminin yokmu.
her neyse böyle bir tutum sergilemeye devam ederseniz ceza alacağınızı belirteyim.
puanınız veriliyor ve rütbenizi bana pm ile bildirin.
Konu kilit