Yeni Arkadaş (:

Lousie gece evine yeni gelmişti.Oda arkadaşı bile yoktu ama zamanla olacağına inanıyordu.Burada herkes sevecen duruyordu bama elbette içinde kötüler olacaktı.Ve Lou kime güveneceğini bilmiyordu.Lousie bunları düşünürken batı dıvarının oraya varmıştı.Tek istediği bu sessiz gecede yürümek ve düşünmekti.Daha şimdiden ailesini özlemeye başlamıştı..Özellikle annesini.Lousie kendi kendine ailecek hep söyledikleri şarkıyı söylemeye başladı.Şarkı bittiğinde ağladığı farketti ve hıçkıra hıçkıra ağlamaya başladı.Tam o sırada Lousiye doğru bi kız geldiğini gördü.Gözleri yaşlarla dolu olduğu için yüzü seçemiyordu.Ama kızın saçları sarışın gibiydi.Kız Lousienin yanına yaklaşarak

-Hey selam birşey mi oldu? dedi ve Lousienin yanına oturdu.Lousie kızın yüzüne bakakaldı.Kızı geldiğinden beri hiç görmemişti.Hemen kendini toparlayama çalışarak

-Selam..Aa şey yokbirşey sadece aile özlemi..Daha yeniyimde dedi ve sırıtmaya çalıştı.Kız Lousieye anlamış gibiydi ve ona doğru dönerek

-Ahh evet anlıyorum unutma hepimiz bu yolllardan geçtik dedi ve sırıttı.Lousiede ghülmüştü.Bu kız iyi birine benziyordu ve Lousieyi anlamıştı.

-Evet haklısın zamanla geçer işte..Aa bu arada adım Lousie Bell Blakestry ama kısaca Lou yada Bell diyebilrsn dedi ve gülümsedi.Kızda hemen karşılık vererek

-Bende Johanna ama kısaca Jo diyebilrsin dedi ve gülümsedi.Lousie sevinmişti.Belkide iyi bir arkadaşlığın temelini aatıyordu şu an.

-Evet haklısın zamanla geçer işte..Aa bu arada adım Lousie Bell Blakestry ama kısaca Lou yada Bell diyebilrsn dedi. Jo da kendini tanıtmak için konuşmaya başladı..

-Bende Johanna ama kısaca Jo diyebilrsin dedi ve sustu. Bir an saçmaladığını düşünmüştü ama düzgün bir cümle kurmuştu. Ardından kendini tanıtmaya devam etti.

-Buradaki 2. senem yani 4. sınıfım. Sen kaçıncı sınıfsın diye sordu.

- Ben 5. sınıfım diye yanıtladı Bell. Jo bu kızın kötü biri olmadığını umuyordu. Onu sevmişti en azından tanışmaları iyi olmuştu. Aslında iyi arkadaş olabiliriz diye düşünüyordu.

Bell'i daha iyi tanımak istiyordu fakat ne soracağına karar verememişti.

-Bell hangi gece evinden geldin ? Yani kendini biraz tanıtırmısın ? dedi jo. Aslında sonradan keşke sormasaydım diye düşündü. İlk günden çok soru sorduğunu düşünüyordu ama Bell'in hafifçe gülümseyip, konuşmaya başlamasıyla sıkılmadığını anladı ve Bell'i dinlemeye başladı.

Jo sohbeti koyulaştırmak için Bell'e sorular sormaya başlamıştı ve Bellde bundan rahatsız değildi.

-Bell hangi gece evinden geldin ? Yani kendini biraz tanıtırmısın ? dedi Jo.Lou

-Springfield gece evinden geldim.Neden geldiğimi bende bilmiyorum ama geldim işte dedi ve gülümsedi.Joda gülümsedi

-Olsun umarım buraya ayak uydurabilrsin dedi.

-Umarım..Ee nasıl bi yer burası insanlar falan?

-Elbette kötüler var ama güvenebileceğin insanlarda var.

-Umarım dediğin gibi olur ve sende iyi birine benziyorsun dedi ve gülümsedi.Jo sevinmiş gibi bir hali vardı.

-Teşekkür ederim sende öylesin,daha yeni tanışmamıza rağmen iyi anlaştığımızı düşünyorum.Ne dersin? dedi ve sırıttı.Lounun yüzü gülmeye başlamıştı.

-Kesinlikle.Bazı insanlar vardır yenilere hiç kapılarını açmazlar ama sen onlardan değilsin Jo .dedi ve arkadaşının omzunu dokundu.

-Teşekkür ederim tatlım sende aynen öylesin dedi ve gülümsedi.

-Kesinlikle.Bazı insanlar vardır yenilere hiç kapılarını açmazlar ama sen onlardan değilsin Jo .dedi ve arkadaşının omzunu dokundu.

Jo da Teşekkür ederim tatlım sende aynen öylesin diyerek yanıtladı. Jo gerçekten de Bell'i sevmeye başlamıştı. İyi anlaşacaklarını düşündü. Jo ardından aklına onun yeni geldiği ve yorulmuş olabileceği geldi. Ne kadar onunla konuşmayı sevse de onu yorgunken ayakta tutmak istemiyordu. Bunun ona haksızlık olacağını düşünüyordu.

-Bell eğer yorgunsan kızlar yatakhanesine gidelim. Sende dinlenirsin biraz. Eğer yorgun değilsen duralım. Sen bilirsin. dedi ve Bell'e baktı. Bell gülümsedi ve

-Yorgun değilim Jo. Sende istersen durabiliriz biraz daha dedi. Jo gülümsedi ve tamam anlamında başını yukarı, aşağı salladı.

-Tamam kalalım. Ama ben sana çok soru sordum. Buraya yeni gelen sensin. Ne merak ediyorsan sor bakalım. dedi ve ilk önce Bell'e sonra da gökyüzündeki yıldızlara baktı. Bell de bu sırada konuşmaya başladı.

-Tamam kalalım. Ama ben sana çok soru sordum. Buraya yeni gelen sensin. Ne merak ediyorsan sor bakalım.
dedi ve gökyüzüne baktı.Bell

-Buradaki profesörler nasıllar?Şahsen ben geldiğimden yerden biraz çektimde dedi ve Jo ya döndü.

-İyidirler.Eğlenceli tipler var.Sen niye çektin bakalım dedi ve Belle döndü.

-Ahh nalet.Müzil prof.u biraz bana takıktı.Gerçi benmi ona omu bana bilinmez dedi ve sırıttı.
Jo merak etmiş gibi duruyordu ve Belle meraklı gözlerle bakarak

-Hey anlatsana merak ettim.

-Ah sorma.Müzik dersinden nefret ederdim aslında pek girdiğimde sayılmaz ama arkadaşlar bazen zorla sokarlardı.Ama derse girdiğimde hiç dinlemezdim sürekli etrafa bakınmaca, hayal hayal hayal falan filan.Ve prof. bazen aşrkı söyletirdi ama ben hiç söylemezdim.Hatta bu yüzden yüksek rahibeye kadar gittim.

-İnanmıyorum sana Bell bir şarkı söylememek için yüksek rahibeye gittin ha dedi ve sırıttı.

-Aynen öyle Jo zorla güzellik olmaz dimi ?

-Peki niye söylemiyordun ki.. dedi Jo.Ama aklından acaba sorsamıydım diye geçirdi.

-Iıı şey sesimi hiç beğenmiyorum da dedi ve ufak bir yalan attığı için yanakları tekrardan kızardı.

-Ah Bell yapma hiçte kötü durmuyor hadii bi dinleyeyim dedi ve arkadaşının koluna girdi.
Bell gülerek

-Jo asla..Yani yüksek rahibe bile söylettiremedi.Ama alınmanı istemem kasıtlı değil kişisel birşey canım .


-Tamam tatlım anlıyorum ama bence kendine haksızlık ediyorsun dedi ve arkadaşının omzuna başını dayadı.
Bell Jonun biraz sıkıldığını düşündü.

-Ah kusura bakma seninde sıktım.

-Hayır canım asla senin maceralarını dinlemek keyifti. Benim sadece aklım karışık ondan böyleyim.

-Aklınmı karışık? Hey ne oldu anlatmak istermisin ? dedi ve arkadaşını başına başını dayadı oda.

-Hayır canım asla senin maceralarını dinlemek keyifti. Benim sadece aklım karışık ondan böyleyim. dedi Jo. Aslında kafası karışık değildi. Sadece uzun zamandır yalnız kalıp kendisini dinleyememişti ve Bell'in böyle diyince ne tepki vereceğini çok merak ediyordu.

-Aklınmı karışık? Hey ne oldu anlatmak istermisin ? Jo'nun bu tepkiyi beklediği pek söylenemezdi. Yeni tanıştığı birisinin bu kadar yakın davranması hoşuna gitmişti.

Jo "Ben iyiyim Bell, merak etme. Sadece uzun süredir yalnız kalıp kafamı dinliyemedim. Galiba biraz yalnız kalmaya ihtiyacım var." dedi ve sustu. Bümletyi yanlış kurduğunu düşündü. Bell'in yanlış anlamasından korktu ve Bell kouşmaya başlamadan cümlesini düzeltme gereği duydu.

-Bell sakın dediğimi yanlış anlama. Bu seninle alakalı birşey değil. Aslında yalnız kalmayı pek sevmem ama düşünmek için iyi oluyor. Yoksa kimseyle alakalı değil dedi ve sustu. Jo daha çok berbat ettiğini düşünüyordu. İstediği cümleyi kuramıyordu. Aslında kendi de ne olduğunu, ne istediğini bilmiyordu ve bilmediği için bunu başkasına anlatamıyordu.

Bell Jo'nun ne demek istediğini anlamış gibi kafasını salladı ve " Anlıyorum seni Jo. Galiba şuan sende ne istediğini bilmiyorsun. Bu yüzden kafan karışık. Umarım bu kafanın karışıklığı yakın zamanda düzelir" dedi. Jo Bell'in onu anladığını duyunca sevinmişti. Çünkü kendisi bile tam ne hissettiğini bilmiyordu. Bir başkasından bunları duymak hoşuna gitti ve Bell'e bakıp gülümsedi.

Jo ardından oturduğu yerden kalkıp "Bell eğer işin yoksa ve yorgun değilsen gel kızlar yatakhanesine gidelim. Salonda dururuz. Hem sende yeni arkadaşlarınla tanışmış olursun. Tabi istersen.." dedi ve Bell'e bakmaya başladı..

Bell Jo'yu anlamıştı tabikide.Ve bu durumda Jo'yu sevindirmişti.Jo

-Bell eğer işin yoksa ve yorgun değilsen gel kızlar yatakhanesine gidelim. Salonda dururuz. Hem sende yeni arkadaşlarınla tanışmış olursun. Tabi istersen.." dedi.Bell bu duruma sevinerek

-Tabi neden olmasın hemde çok iyi olur dedi ve Joya gülümsedi.
Bell bu duruma sevinmişti.Jo Bell'e dahada yakınlaşmıştı.Bell de Joya güvenmeye başlamıştı ve ilk tanıştığı kişiydi oydu.Şimdi dahada yeni arkadaşlıklar edinme zamanıydı.

-Hadi o zaman gidelim dedi Jo. Ve ikisi birlikte kızlaryatakhanesine doğru yürümeye başladılar..

Konu kilit.