House Of Night
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Karanlığın ve ışığın buluştuğu yerde, elbet kan dökülecektir. Savaşın kapıları sana açıldı, gecenin sesini dinle ve yüreğindeki zarlarla oyna. Doğru yolu bulacaksın...
 
AnasayfaHouse Of NightLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Yalnızlığın Sonu...

Aşağa gitmek 
YazarMesaj
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimePerş. Mayıs 06, 2010 7:53 pm



Nereye gittiğini kendisi bile bilmiyordu. Sadece ayakları onu nereye götürüyorsa o da oraya gidiyordu. Ağlamak için öyle çok nedeni vardı ki… her şeyini, herkesi kaybetmiş gibiydi. Oda arkadaşı yoktu, sevgilisi ortalarda yoktu. Yalnız kalmıştı. Hiçbir şey onu mutlu edemiyordu şu anda. Edemezdi de zaten. Koruluğa geldiğini anca çarpmak üzere olduğu ağacı görünce fark etti. Burası onu rahatlatıyordu. En azından geçici bir süreliğine. Ağaçların ve çimin kokusunu içine çekti uzun uzun. Sonra ağaçların arasında yürümeye başladı sessizce. Sadece hıçkırıkları vardı. Boş korulukta yankılanıyordu. Gittikçe daha içli oluyordu. Kendini durduramıyordu. Ağlamak acı verse de rahatladığını da hissediyordu. Neredeyse koruluğun sonuna geldiğinde büyük çam ağacının altına oturdu ve artık ağlayışı dayanılmaz bir hal almaya başlamıştı. Nefes almakta bile zorluk çekiyordu. Bir an ilerideki çalılıklardan çıtırtılar duymaya başladı. Hıçkırıkları bir an bile olsa kesilmişti. Kalbinin deli gibi attığını hissediyordu.

“Ki-kim var orada?”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeCuma Mayıs 07, 2010 8:09 pm

Sophie'nin orda olduğunu bile bile ilerlemiştim koruluğa. Çünkü bir şekilde birileriyle konuşmak iyi olurdu belki şu durumda. Ama Sophie ağlıyordu. Her bir gözyaşına uyan ritimde hıçkıran sesi tüm korulukta yankılanıyordu. Ne olduysa onla konuşmalıydım. Üzülmesini istemiyordum. Yani kimsenin üzülmesini istemezdim ben. Kişiliğime tersti belkide...

Yanına daha da çok yaklaştığımda ağaçların çıtırdayan dallarını duydu Sophie. Arkasını döndü ve bana baktı.

“Ki-kim var orada?”

"Sophie sen iyi misin? Benim Stevi." Gerçektende kötü görünüyordu Sophie. Aslında o anda meselesi belki özeldir diye oradan uzaklaşmak bile istemiştim. Ama yapamadım... Ona yakın olmak...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeCuma Mayıs 07, 2010 8:19 pm



“Rahat bırak beni !” dedim başta. Sesimin bu kadar sinirli olacağını ben de tahmin edememiştim. Yanımda kimseyi istemiyordum ki. Biraz yalnız kalıp ağlamak bana iyi gelecekti kesinlikle. Ama her zamanki gibi biri başımdaydı. Ve kesinlikle ne olduğunu merak ediyor gibiydi. Bunu anlamam zor değildi çünkü bende başka insanlarda olmayan bir özellik vardı. Bunu genelde kendime saklardım. Kahverengi saçlarımı geriye attım ve –sanki suçluymuşum gibi- ayağımı yere sürtmeye başladım. “Şey… Ben üzgünüm Stevi. Biraz sinirlerim bozuk da. Sana patlamış gibi oldum.”
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeCuma Mayıs 07, 2010 8:29 pm

Her zamanki Sophie'ydi işte. Ama böyle diye ben ona birşey demiyordum. Aksine belki bu hâliyle benim daha bir ilgi odağım oluyor. Hemen onun kendini böylesine suçlu hissetmemesi için yanına oturdum.

"Sorun değil Sophie. Belki de alıştım sana." dedim gülümseyerek. O da bana bakarak yaşlarla dolu gözleri parıldayarak gülümsedi. Bu hâliyle bir peri kızını andırıyordu sanki Sophie. Tatlı, muzur, şeker bir peri kızı...

Belki de o bana her zaman ilginç bir anlamda geliyordu. Daha önce hiç bir kızla konuşmadığım bir ilgide konuşuyordum Sophie ile.

"Eee? Anlat bakalım. Seni bu hâle getiren ne?" dedim. Sophie ilk önce biraz düşündü ve sonra konuşmaya başladı.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeCuma Mayıs 07, 2010 8:40 pm



Anlatmalı mıydım bilmiyordum ama sanki konuşan ben değilmişim gibi anlatmaya başladım. Stevi’ye güveniyordum.

“Aslında ben de bilmiyorum desem yeridir. Yalnız kalmayı istiyordum, ki evet yalnız kaldım, ama bu da çok fazla. Yalnız olduğum zaman ‘her şeyi’ duyabiliyorum. Gücümü kontrol edemiyorum. Ve bu beni öldürüyor !” Gözyaşlarım artık kontrol edemeyeceğim bir hızda akıyordu. Şu anki halime ben bile acıyordum. Yalnızlık yüzünden ağlıyordum. Aslında bunu her zaman yapıyordum. Babam öldüğünden beri yalnızdım. Belki de sadece babamı özlemişimdir… Sveti’nin gözlerinin içine bakarken o duyguyu görebiliyordum. Acımaya karışık başka duygular vardı. Cevabı gecikmedi. Gözlerindeki gibi sesinde de o acıma duygusunu hissettim. Bu beni üzdüğü kadar sevindiriyordu da….
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeCuma Mayıs 07, 2010 9:19 pm

"Belki de seni diğerlerinden farklı kılan bu Sophie. Benim düşüncelerimde de bölesin. Farklı..." dedim. Son anda ne dediğimi ben de yeni anlamıştım. Söylediklerimi belki hiç düşünmeden söylemiştim ki bende bunların anlamını Sophie ile beraber kavramıştım. Onun bakışları... Değişikti. Evet şimdi daha bir iyi kavramıştım Sophie'nin değişikliğini. Duygularımda anlamıştım, derinlerde... Ona karşı hissettiklerim yüzünden o diğerlerinden farklıydı...

"Sophie ben..." sözcüklerin devamı gelmiyordu. Boğazımın orada takılı kalmıştılar. Birşeyler engelliyordu çıkmalarını... Ardından aklıma Désd geldi... "Eski sevdiğim"... Eskiden tek seveceğim kişi olarak düşündüğüm kız... Ama şimdi durum değişikti...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeCuma Mayıs 07, 2010 9:34 pm



Ne diyeceğini gerçekten merak ediyordum. Ağzından çıkacak her kelime ona karşı olan düşüncelerimi değiştirebilirdi. Ama gerisini getirmiyordu. Bir şeyler onu engelliyordu. Ya da biri…

“Söylemek istediğin bir şey var. Ama söyleyemiyorsun.” Bir an bana şaşkınlıkla baktı. Bunu dememi beklemiyor gibiydi. Bunu şu anda söylemem gerekiyordu. Ne olduğumu bilmesi… Annem bile bilmezken… Stevi’ye söyleyemezdim. En azından şu anlık… “Ben sana anlatıyorum. Sen de anlatabilirsin, biliyorsun değil mi?” Bana güveneceğini biliyordum. Yine de gözlerinde bir endişe vardı. Kesinlikle ikilemde kalmıştı. Derin bir nefes aldı ve konuşmaya başladı…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 08, 2010 9:04 pm

"Biliyorum Sophie ama sana anlatabileceğim birşey değil." dedim. Ona baktım. Suratını tam olarak asmasa da hafif üzülmüşe benziyordu. Sonra ekledim.

"Yani sanırım değil. Yani seninle paylaşabilirim ama benim deli olduğumu düşünebilirsin." dedim tek kaşımı kaldırarak. O ise biraz önce somurtan suratına alaycı bir gülümseme yerleştirdi. Benim konuşmamın devamını bekler gibi bir hâli vardı. Bense biraz daha sustuktan sonra kaldığım yerden devam ettim.

"İşaretlenmeden önce bir sevdiğim kız vardı. Désdemonâ. Ben işaretlendikten 1 yıl sonra ölüm haberi geldi. Ölmeden önce sürekli buraya gelirdi ve gizli buluşmalar yapardık. Ama bana tuhaf gelen duydularım. Bunlar değil. Bunlarla tek bağlantısı Désd'in her ne kadar öldüğünü bilsem de onun hâlâ burada olabileceğini düşünüyorum. Sadece düşünmüyorum da, ayrıca hissediyorum. Bilemiyorum Sophie ne kadar saçmalarsam saçmalayım, aklım farklı, duygularım farklı, hissettiklerim farklı..." Sophie gibi kendime yakın gördüğüm birine bunları anlatmak beni oldukça rahatlatıcıydı. Anlattıktan sonra onun yüz ifadesini izledim, bekledim, sustum, sustum, sustum...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 08, 2010 9:23 pm



Söyledikleri kafamda puzzle parçaları gibi birleşiyordu. Acaba şu anda gördüğüm kızla bir ilgisi var mıydı? Bana nefret dolu gözlerle bakan bir kız karşımda dururken kendimi berbat hissediyordum. Sanki ben öldürmüştüm onu.

“Désdemonâ kızıl saçlı mıydı?” Soruma kesinlikle şaşırmıştı. Ben yine de devam ettim. “Gözleri yosun yeşili. Biraz maviye kaçıyor.” Bunları karşımdaki kıza bakarak söylüyordum. Sveti neye uğradığını şaşırmıştı adeta. Gözlerindeki özlemi, hüznü görmek kesinlikle mümkündü. “Sveti… Sanırım onu görüyorum.” Derken elimde olmadan onun gibi oluverdim. Kahverengi saçlarım kızıl, yeşile çalan gözlerim ise yosun yeşiline dönmüştü. Sveti konuşamayacak haldeydi. Ben de öyle. Onu böyle üzgün görmek… Benim için en kötüsüydü. Onu üzmeyi asla istemezdim…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 08, 2010 9:43 pm

O anda ne olduysa olmuştu. Sophie'nin görünümü birden tıpkı Désdemonâ'ya benziyordu. Hatta biraz önce konuşmasam o olduğuna inanabilirdim.

"Désdemonâ... Hayatım, sen?..." Dilim tutulmuştu adeta. Ne diyeceğimi ne yapacağımı bilmiyordum. Karşımdaydı işte o! Yıllardır düşlerimde gördüğüm, görmeden sevdiğim kişi şuanda karşımdaydı. Onu o kadar çok özlemiştim ki, bana bakışı içime işledi. Sanki hiç o bakışlarını görmüyormuşum gibi... Onun her zamanki asaleti yine üzerindeydi... Daha anlatamayacağım birçok özelliği en son bıraktığım gibiydi.

Kendime engel olamayarak ellerimi Sophié'nin içine girmiş olan Désdemonâ'nın yani Sophie'nin yanaklarına götürdüm. Tıpkı Désd gibi sıcacık ve prüzsüzdüler... Ardından o ses! O sesi duydum... Sesi bile aynıydı....
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 08, 2010 9:52 pm



Sveti’nin ellerini yanaklarımda, daha doğrusu Désd görünümündeki teminde- hissettiğimde içimin titrediğini hissettim. Bunun iki nedeni vardı: Birincisi; hoşuma gitmişti ! İkincisi ise… Ruhun kızgınlığıydı. Kendimi biraz geri çektiğimde Sveti hayal kırıklığına uğramıştı resmen. Yüzünde şaşkınlık, acı, özlem, hüzün… Bütün duygular vardı resmen.

“Sveti ben o değilim. Çok üzgünüm. Şu anda çok kızgın. Bana dokunman, hatta bakışların bile batıyor ona.” Gözlerimden iki damla aktığını hissettim. Bakışlarındaki hüzün öyle kötüydü ki… Bir yandan ben ağlamıyordum sadece. Sessiz hıçkırıklar çınlıyordu kulaklarımda. Désd de ağlıyordu. Kesinlikle bu yüzden ağlıyordum. O ne yaparsa onu yapıyordum. Kendini boğsa ben de kendimi boğacaktım. Sveti’nin elleri yeniden yanaklarıma dokundu ve göz yaşlarımı sildi. Muhtemelen buna inanmak istemiyordu…
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeC.tesi Mayıs 08, 2010 10:04 pm

Belki onun olduğuna inanmak istiyordum. Bu yüzden dokunuyordum ona ama ben onu o kadar özlemişken ve ona ölümünden sonra bu kadar yakınken... Asla bırakamazdım! Evet bunu ne ona nede aşkımıza yapamazdım!

Bir anda yanağını okşadığım ellerim Désdemonâ'nın saçlarında dolaşmaya başladı. Ellerimle beraber yüzümde aynı orantıyla haraket ediyordu. Ellerimin her bir saç telini okşayışıyla beraber bedenim Désd'i daha çok çekiyordu. Ardından soğuk nefesini suratımda hissettim. Ve sonra kalbimde... Onu öpmeye başlamıştım. Aslında Désd'i öptüğümü sanarken Sophie'yi öpüyordum ama bundan haberim yoktu. Çünkü tek hissettiğim Désd'in kalbimde uyandırdıklarıydı...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimePaz Mayıs 09, 2010 6:23 pm

Ona dur demeli miydim, dememeli miydim bilmiyorum ama bu... Hoşuma gitmişti. Ya da Désd'in hoşuna gitmişti. Lanet olsun duygularım o kadar karşıktı ki... Sadece kızın gitmesi için dua ediyordum resmen. Lütfen git başımdan... Evet Sveti beni şu anda adeta büyülemiş durumdaydı, adeta bir bütün olmuştuk ama bu karşısındaki ben değildim ki... O ölen sevgilisini öpüyordu, Sophie'yi değil. Kendimi biraz da olsa geri çekmeye zorladım. O sana ait değil. Yüzündeki ifade beni öyle üzüyordu ki. O işeretleni 4 yıl olmuştu ve 4 yıl sonra şu anda sevgilisi -görünümündeki ben- karşısındaydı. Şu an babam karşımda olsaydı ben de tutamazdım kendimi. Elbette sevgi durumu aynı olmayacaktı ama sonuçta ben de onu görmeyeli 8, belki de daha uzun yıl olmuştu.

"Karşındaki Désd değil Sveti. Bunu sen de biliyorsun." Uzun süre boş -ve bir o kadar da hüzünlü- gözlerle bana baktı. Sonra konuşmaya başladı. Sesi adeta ölmek üzere olan biri gibiydi. Sanki Désd'le birlikte o da ölmüştü...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeÇarş. Mayıs 12, 2010 8:48 pm

"Sana bunları yaptığım için üzgünüm Sophie. Ben, ben... Birden onu gördüm sandım... Üzgünüm..." Gerçektende Sophie'ye yaptıklarımdan dolayı üzgündüm. Yani onu öpmek istememiştim, hoşuma gitmedide değil ama hayır! Ben onu hayatımın aşkı Désd olarak öpmüştüm. Bunun Sophie ile tek alakası Désd'ın onun içine girmesi veya Sophie'nın Désd görünümüne bürünmesiydi.

Bakışlarında bir karmaşa gördüm. Bana bakıyor fakat farklı bir yerde dolanıyormuş gibiydi gözleri. Daha doğrusu onun gözleri sayılmazdı. İçindeki görüntünün sürekli yer değiştirdiği gözlerdi bunlar. Gördüğüm gözlerin içinde kendimi bulmak umuduyla bakmıştım ama onu görüyordum. Désd'i... Her yerde o vardı sanki. Benden daha fazla uzaklaşmak istemeyen bir çift göz...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeÇarş. Mayıs 12, 2010 8:59 pm

"Onu gerçekten çok seviyor olmasın..." diyebildim sadece. Désd şu anda ikimize de çok kızgındı ama suç bende değil, ondaydı. Hem ben dememiştim ki Sveti'ye beni öp diye. O sadece sevgilisini görmüştü. Bir daha asla unutamayacağı sevgilisini... Konuyu değiştimeye çalıştım. Gözlerimi -daha doğrusu Désd'in gözlerini- ruha çevirdim ve içimden Sen neden öldün ki? diye sordum. Ve Sveti bunu biliyor mu? Bir cevap bekliyordum ama kız bana boş gözlerle bakıyordu. Sinirim bozulmuştu. İstese benim kendi kendimi öldürmemi falan sağlayabilirdi. Ama nedense bunu bana yapmıyordu. Onu mutlu ediyorsun. Mutlu etmek mi? Dediklerinden bir kelime bile anlamamıştım. "Seni mutlu ettiğimi söylüyor." deyiverdim. Sveti şaşırmıştı. Gözlerimi ondan kaçırdım. Kızardığımı hissediyordum. Sveti'nin cevabı gecikmedi...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimeÇarş. Mayıs 12, 2010 9:07 pm

"Evet. Yani hayır!" Ne diyeceğimi bilmiyordum. Herşey birbirine giriyordu. Söyleyeceğim kelimeleri ilk önce aklımda bir düzene soktum. Ondan sonra konuşmaya başladım.

"Yani seni seviyorum. Arkadaşım gibi değil ama çok özel de değil. Benim seni öpmeye cesaret edeceğim kadar da değil... Bir an..." Yine herşeyi karıştırmıştım. Sophie'yi sevdiğim doğruydu. Bu akşama kadar diğer kızlardan farklıydı benim için o. Ama bu akşam onu öperken sanki Désd'i öpüyorum gibi olmuştum ve zaten Désd'i öpmek için onu öpmüştüm. Ahh! Saçmalıyorum. Kimi kandırıyorum ki! Onu öpüşüm benim de hoşuma gitmişti! Şuanda tek yaptığım saçmalamaktı!
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimePerş. Mayıs 13, 2010 12:44 pm

Ne diyeceğimi bilmiyordum. Sadece susuyordum. Keşke hiç gelmeseydin lanet olası ! Désd'in bana ne yaptıracağı umrumda değildi. Kırılmıştım. Tamam Sveti'ye olan duygularım kesin değildi, olması da çok zordu zaten ama yine de bunları duymak beni üzmüştü. Defol git ! Sinirlerime hakim olamıyordum. Bana sinirli sinirli baktı, az sonra görünürlerde yoktu. Birkaç dakika içinde eski benliğime dönecektim. Gözlerimi uzağa diktim ve ayağa kalktım.

"Gitti. Ben de gitsem iyi olacak..." Gitmek istemiyordum ki. Ben buraya sadece biraz rahatlamak için gelmiştim ama maalesef bu mümkün olamamıştı. Hızlı hızlı yürümeye başladım. Yine ağlamaya başlamıştım. Bugün kesinlikle bana huzur yoktu...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimePerş. Mayıs 13, 2010 2:12 pm

Gitmesine izin veremezdim. Özellikle dediklerim yüzündense asla gidemezdi. Hızlı adımlarını hızlı adımlarımla takip ettim. Ağladığını duyabiliyordum. O an kendime lanet okudum. Lanet olsun! Bir kızın olur olmaz nedenden dolayı kalbini kırmıştım. O da yetmiyormuş gibi ağlamasına neden olan da bendim! Kendimden iğreniyordum.

Ona yetiştiğimde kolundan kavrayıp kendime doğru çevirdim.

"Üzgünüm Sophie. Ben öyle demek istemedim. Öyle demek istemediğimi sende biliyorsun. Senden hoşlanıyorum. Désd varken bunu itiraf etmekten korkmuştum belki ama sen benim için farklısın Sophie."
dedim. Yanaklarından akan yaşları siliyordum aynı zamanda konuşurken. Yaşlarla dolu olan gözlerini kaldırıp bana baktı. Bende onun bakışına tebessümle karşılık verdim. Yanağını okşayışım onu da beni de biraz olsun rahatlatıyordu. Artık kendimden belki de iğrenmek için bir neden bulmamalıydım. Derken birden Sophie kendini bir adım geriye çekti. Neler olduğunu anlayamadım.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Misafir
Misafir
Anonymous



Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimePerş. Mayıs 13, 2010 2:22 pm

"Ölü birinden korkman gereken kişi sen değilsin Sveti. Üzgünüm..." Neler saçmalıyordum ki ben?! Ondan ben de hoşlanıyordum ama uykumda boğulmak falan da istemiyordum. Geri geri adımlar atmaya başladım. Bu sefer cidden yalnız kalmaya ihtiyacım vardı düşünmeye... Ama yine de Sveti'nin beni bırakmayacağını biliyordum. Ben geriye gittikçe o da bana doğru geliyordu. Bir an durdum ve onun da durmasını bekledim. Aramızda iki adım bile yoktu. yüzünü incelemeye başladım. Ne düşündüğünü merak ediyordum. Üzülmüştü, hem de çok. Ama ben ondan da üzülmüştüm. Konuşmasını bekledim ama bir süre sadece sustu. Boş boş birbirimize bakıyorduk. "Cidden gitmeliyim. Düşünmeye ihtiyacım var..." dedim. Bunun onu konuşturacağını biliyordum. Ama bu yüzden dememiştim, cidden gitmek istiyordum...
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Amanda Sylise
6.Sınıf Çaylak
6.Sınıf Çaylak
Amanda Sylise


En Belirgin Özelliği : Sarı saçlarım , mavi gözlerim , hırçınlığım , kendime olan güvenim , moda anlayışım , sesim , popülerliğim ...
Kediniz : Möğlin^^ Bentüğ yumağı , akıllı oğlum. Seni çok seviyorum.
Nerden : Londra~~
Mesaj Sayısı : 1274
Kayıt tarihi : 17/01/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 100
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi: +0

Yalnızlığın Sonu... Empty
MesajKonu: Geri: Yalnızlığın Sonu...   Yalnızlığın Sonu... I_icon_minitimePerş. Eyl. 16, 2010 4:26 pm

Konu Kilit.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Yalnızlığın Sonu...
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Dylan Summer'in sonu
» New Moon'un Farklı Sonu

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night :: Gece Evi Bahçe :: Koruluk-
Buraya geçin: