House Of Night
Would you like to react to this message? Create an account in a few clicks or log in to continue.


Karanlığın ve ışığın buluştuğu yerde, elbet kan dökülecektir. Savaşın kapıları sana açıldı, gecenin sesini dinle ve yüreğindeki zarlarla oyna. Doğru yolu bulacaksın...
 
AnasayfaHouse Of NightLatest imagesAramaKayıt OlGiriş yap

 

 Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm

Aşağa gitmek 
2 posters
YazarMesaj
Emmy Victorina Martel
5. Sınıf Çaylak
5. Sınıf Çaylak
Emmy Victorina Martel


En Belirgin Özelliği : Sarı Saçlarım,Mavi Gözlerim,Güzelliğim,Moda Anlayışım ,Hırçınlığım , Kendime olan güvenim...
Kediniz : Mary...Benim,yumuşacık tüylü kara kedim,herkes onun şanssız ve uğursuz bir kedi olduğunu düşünüyor ama o bana sevgisini vererek şans getiriyor.
Nerden : Paris Gece Evi/Tulsa Gece Evi ( Paris Gece Evinden Gönderildim )
Mesaj Sayısı : 40
Kayıt tarihi : 16/09/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 85
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi:

Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm Empty
MesajKonu: Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm   Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm I_icon_minitimeCuma Eyl. 17, 2010 4:52 pm

İlk bölüm Güç Seviyesi adlı bölümdedir.

2.Bölüm
Emma McCarlen

Eliza ile yaptığım telefon konuşmam biter bitmez Pascal’ı aradım. Eliza işaretlenmişti ve ben onu görmek istemiyordum. Pascal’ın numarasını tuşlarken ellerim titriyordu.
‘’Pascal... Benim Emma. Buluşma saatimizi geri alabilir miyiz?’’
‘’Ne oldu Emma. Altı’da buluşmak isteyen sendin?’’Pascal, Eliza’dan hoşlanıyordu. Bunu bilmeyen yoktu. Ancak Eliza geçen yıl Pascal’ın çıkma teklifini reddedince herşeyin değiştiğini düşünmüştüm. Bir hafta geçtikten sonra bana teklif etmişti ve bende kabul etmiştim.
Ama onun tek düşündüğü Eliza’ya yakın olabilmekti. Benimle sevgili olmasına karşın hala ona kur yapıyordu.’’Emma, orda mısın?’’Pascal’ın sorusu düşüncelerime bir son vermişti.
‘’Evet. Daha erken buluşmamız gerek. Altı’da annemlere gideceğim onları görmeyeli çok oldu. Lütfen Pascal.4.30 seansına gitsek.’’
‘’Peki, Emma. Kafe Kiki de buluşuruz. Zaten seninle konuşmam gereken önemli şeyler var. Ellini çabuk tutsan iyi olur.’’
‘’Hemen geliyorum.’’Telefonu kapatırken yüzümde bir tebessüm vardı. Dışarıda yağmur hala devam ediyordu. Kırmızı yağmurluğumu üstüme geçirdim. Eliza’nın gelmesine karşılık adımları hızlandırdım. Umarım onunla bir daha hiç görüşmem.

***
Pascal’ı ilk gördüğümde içimi bir korku kapladı. Yüzü asıktı ve sıkıldığı belliydi. İçeriye girdim. İçerisi kahve kokusunda boğuluyordu ve ben kahveden nefret ediyorum. Yüzümü tiksintiyle buruşturdum. Kokuya daha fazla dayanamayarak Pascal’ın yanında ki sandalyeye geçtim.
‘’Sonunda gelebilmene sevindim.’’Pascal’ın bu tutumu yüzünden huzursuzca kıpırdandım.’’Hava çok kötü. Yağmur durmadan yağıyor ve Rue de Dragon’dan buraya gelmek zor. Hem zaten otobüs saatleri de geç-‘’
‘’Bahanelerini duymak zorunda değilim. Hem senin Eliza’nın yanında olman gerekmiyor mu?''
Yüzümde şaşkın bir ifade ile ona bakıyordum. İşaretlenmesine karşılık hala onu düşünüyordu.’’O işaretlendi Pascal. Yanında gitseydim de beni ısırsaydı değil mi? Tanrım!Hala onu düşünebildiğine inanamıyorum. ‘’
‘’O senin arkadaşın Emma. İşaretlendi diye hemen vampir olacak değil? Peki, şimdi nerde? Belki sana ihtiyacı var. Hem benim de senle konuşmak istediğim konu buydu.’’
‘’Ne yani Eliza’nın bana ihtiyacı olduğunu konuşacağız. Ne saçmalıyorsun. O artık umurumda değil. Ben, seninle sinemaya gitmek için geldim.’’
‘’Sinemaya halan gitmiyoruz Emma!’’Pascal’ın bu tepkisi karşısında afallamıştım. Gücü olsa o da kendini işaretleyip Eliza ile o okula gidecek.
Buraya taşınmadan önce Paris’i çok merak ederdim. Uzaktan müthiş, şık ve dokunulamaz görülüyordu. Ailemle beraber buraya taşındığımızda ben kendi evime çıkmıştım. Hiç sorun olmamıştı. Haftada iki-üç kez onları ziyaret ederdim.
Eliza ile okulun ilk günü tanışmıştım. Çok güzeldi. Sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Uzun boyluydu ve inceydi. Benimse rengi soluk kahverengi saçlarım ve aynı derece kahverengi gözlerim vardı. Utandığımda domates gibi kızarırdım ve bu hiç hoş görünmezdi. Onunla gezerken kendimi hep onun gibi düşünürdüm.
Okulda kısa sürede tanına bir kız olmuştu. Az konuşur ama konuştuğunda da yeri inletirdi. Lider ruhlu ve kendini beğenmişin tekiydi. Bana da iyi davranırdı. Ama geçen sene herşey değişti. Pascal okula geldi ve Eliza’ya kapanı kıstırdı. Eliza ona hiç yüz vermiyordu. Sonunda Eliza çıkma teklifini reddedince bana çıkma teklif etti. Tabi ki bana neden ettiğini biliyordum. Beni sevdiğinden değil sadece Eliza’ya yakın olabilmek için.
‘’Onu seviyorsun değil mi?’’Gözlerimi bir an bile ayırmadan ona bakıyordum. Huzursuzca kıpırdandı ve yosun yeşili gözlerini bana çevirdi.
‘’Cevabı bildiğini sanıyordum.’’İçimden bir öfke yükseldi ve ona bir tokat patlattım. Çevrede ki birkaç insan bize baktı ama ben onlara aldırmadan sadece Pascal’a bakıyordum.
‘’Rezil bir insan olduğunu biliyorum.’’O kadar hızlı ayağa kalktım ki sandalye devrildi. Hızlı adımlarla oradan uzaklaşırken gözyaşlarımı daha fazla tutamadım.

***

Yağmur şiddetlenmişti. Önümü görmekte bile zorlanıyordum. Pascal’dan nefret ediyordum. Tüm erkeklerden nefret ediyordum. Dairenin kapısını açmaya çalışırken ellerim sinirden titriyordu. Arka sokaktan bir patırtı geldi. Yerde bir şey parlıyordu.
Merakıma yenik düşerek sokağa doğru yürümeye başladım. Parıltı yağmur tarafından siliniyordu. Paris özel sokak taşlarının üstünde tüm canlılığı ile parlıyordu. Kıpkırmızı, parlak kan gözlerimi acıyordu. Aklıma Eliza geldi. Ya buraya geldiğinde bir evsizi öldürdüyse... Ama bu kadar kan yere nasıl aktı. Hatırladığım kadarıyla vampirler insanları dişlerdi ve kan ağızlarına akardı. Düşüncelerimi şöyle bir silkeledim. Belki iki köpek kavga etmiştir ve biri diğerini ısırmıştır. Bundan dolayı da kan akmıştır. Her neyse...
Daire kapısına yeniden döndüm. Ellerimin titremsi durduğu için kapıyı kolayca açtım. Yağmurluğu kapıda ki komodinin üstüne bıraktım ve otuma odasına geçtim. Perdeleri sıkıca kapattım ve ışıkları açtım. Arka sokaktan kahverengi saçlı bir kız koşarak geçti. Pencereden kanın tamamen kaybolduğunu gördüm.


3.Bölüm
Eliza Doyle / Emmy Victorina Martel

‘’Eliza... Eliza... Bana gel... Bana gel...’’
Gözlerimi açtım. Kahverengi tonlarda döşenmiş bir odadaydım. Doğrulmaya çalıştım. Başım gerçekten çok ağrıyordu. Sonra olanları hatırladım. İşaretlenmemi, evden kaçışımı, Emma’nın evine gidişim, arka sokak ve bolca kan. Elim istem dışı burnuma gitti. Kan yoktu. Üstüme baktığımda afalladım. Vücudumu kurumuş bir kan tabakası kaplamıştı.
‘’Gerçekten çok kan kaybettin.’’Kapının önünde kahverengi saçlı – Emma’nın saçlarının aksine çok güzeldiler – kahverengi gözlü çok güzel bir kız duruyordu.‘’Başın hala ağrıyor mu?’’Bana soru soran gözlerle bakıyordu. ‘’Evet...’’Kız bana doğru yaklaştı ve elini alnıma koydu. Duyamadığım birkaç kelime fısıldadıktan sonra elinden ısı yayılmaya başladı. Başıma çok iyi geliyordu. Ağrı hissedilmeyecek seviyede azalmıştı.
‘’Teşekkür ederim. Şimdi daha iyiyim. Ben Eliza.’’
‘’Bende Rose. Rose Mountrachet.’’Bu sırada kapıdan göz kamaştırıcı bir kadın girdi. Kadının beline kadar uzun ve dalgalı siyah saçları vardı. Gözleri gecenin göz kamaştırıcı siyah rengindeydi.
‘’Meraba. Sen yaralı gelen çaylak olmalısın. Ben Prof.Henrietta. Gece Evine ve yeni hayatına hoş geldin.’’
‘’Burası Gece Evi mi?’’Afallamıştım. Tamam, düşüncelerim burasının Gece Evi olduğunu söylüyordu ama bunu sözden duymak garip gelmişti. ‘’Acını dindirecek tek yer burası. Tabi sen değişimi reddetmiş olarak buraya geldin. Yaşıyor olman bir mucize. Rose, sen çıkabilirsin.’’Rose, avucunu kalbine koyup afifçe eğildi ve hızlı adımlarla odadan çıktı. ‘’Ağrın geçti mi? Kendini nasıl hissediyorsun?’’Henrietta yanımda ki kahverengi koltuğa oturmuş bana bakıyordu. ‘’Daha iyiyim. Teşekkür ederim.’’
‘’İşaretlendiğin gibi buraya gelmemen büyük bir hata... Canına mal olabilirdi. Ama sen şans eseri kurtuldun. Rose yardımı sayesinde seni iyileştirdik. Buraya geldiğine göre artık işlemleri halledebiliriz.’’Henrietta koltuktan kalktı ve şuana kadar fark etmediğim büyük kahverengi masaya doğru yürüdü. Bir kaç kâğıdı karıştırdı ve bana gel işareti yaptı. Başımın zonklaması bir hayli geçmişti. Zorlanmadan masaya yürümeyi başardım.
‘’Buraya gelen çaylaklarımız yeni bir hayata başlarlar. Aile himayesinden çıkarılırlar. İstediğin bir isim veya soyadı varsa bana söyler misin? Bu yeni hayatına yepyeni bir isimler başlayabilirsin.’’Yeni bir isim, yeni bir hayat... Kimse olmadan sadece ben... İsmimden nefret ettiğim günleri düşündüm. Eliza, Kutsanmış demekti ve bundan nefret ederdim. Emmy belki... Çalışkan anlamına gelirdi. Hep çalışkan olduğumu düşünürüm. Victorina; zafer tutkusu olabilirdi. Emmy Victorina Martel. Evet. Bu olmalıydı.
‘’Emmy Victorina Martel. İsmimim bu olmasını istiyorum.’’
‘’Zafer tutkusu için çalışan kızlarımızın olması çok güzel.’’Henrietta’ya gülümsedim. Zafer için çalışan bir kız olacaktım. Eğer bu okulda okuyacaksam lider olmalıydım. Herkesin gıpta edeceği bir kız olmalıydım.‘’Doğru bir tahminde bulundunuz Prof.Henrietta.’’Henrietta yağa kalktı ve yanıma geldi. Koridora çıktık. Karanlık koridor gaz lambalarının yumuşacık titrek ışığı ile aydınlanıyordu. Koridor boyunca yürümeye başladık. Yanımızdan geçen öğrenciler Henrietta’ya başları ile selam veriyorlardı.
‘’Akşam yemeğini kaçırdığını söylemek isterim. Ama yatakhanede ki mutfaktan bir şey atıştırabilirsin. Oda arkadaşın Rose Makepeace.’’
‘’Yemek önemli değil zaten aç değilim. Rose. Rose Mountrachet. Bana ismini böyle söyledi.’’
‘’O kabul etmiyor ama... O benim kızım. Vampir olduğum için onu insan ebeveynlere yollamıştım. İşaretlendiğinde geri aldığımda kabul etmedi. Hala insan ebeveynlerinin soyadını kullanıyor.’’Bunları bana neden anlatıyordu bilmiyorum. Sanırım dertleşmesi gerekiyordu. Koridordan sola saptık ve büyük ahşap bir kapıya geldik. Henrietta kapıyı hafifçe itti, kapı gıcırdayarak açıldı.
Dışarısı Ay ışığında pırıl pırıl parlıyordu. Kızların saçları bellerine kadar uzundu. Öğretmenlerin saçları uzundu. Erkeklerin saçları bile uzundu ve hepsi siyah giyiyorlardı. Eiffel Kulesinin tepesini görebiliyordum. Okul şatoya benziyordu. Henrietta ile çıktığımız bina en büyük binaydı. Üç katlı ve sağ uç tarafına bir kule tutturulmuştu. Binanın yanında ondan daha küçük önünde kadın heykeli olan bir bina daha vardı. Heykel Ay ışığında tüm ihtişamıyla parlıyordu.
‘’Eliza... Bana Gel... Bana Gel...’’
‘’Sizde duydunuz mu?’’Henrietta’nın bir kaşı havaya kalktı.’’Neyi duydun mu?’’
‘’Hiç...’’
‘’Eliza... Bana Gel... Bana Gel... Eliza... Bana Gel. Bana Gel.’’Yatakhaneye ulaştığımızda sesler kesildi ama tüylerim diken diken olmuştu. İçerisi çok şık döşenmişti. Koyu kırmızı duvarlar eski ressamların resimleri ile süslenmişti. İki tane TV vardı. TV’lerin karşısında kırmızı koltuklar ve birkaç kız öğrenci vardı. Henrietta’ya başları ile selam verdiler bana bir Meraba dediler.Bende onlara karşılık verdim.
Merdivenlerden Rose iniyordu. Rose tam Henrietta’nın önünde durdu.’’Prof.Henrietta... Eliza.’’
‘’Rose... Eliza ismini değiştirdi. Artık ona Emmy diyeceğiz. Değil mi Eliza?’’Anne, kızın aralarında ki kıvılcımı görebiliyordum. Rose, Henrietta’ya gerçekten kızgın olmalıydı.’’Evet. Prof.Henrietta.’’
‘’Rose, bundan böyle Emmy senin oda arkadaşın. Odayı ona gösterebilir misin?’’
‘’Tabi ki Prof.Henrietta.’’Odada kiler de bu kıvılcımı hissetmiş olacaklar ki huzursuzca kıpırdandılar. Henrietta, Rose’a delici bakışlar atıyordu. Rose’da, Henrietta’ya kısık gözlerle bakıyordu. Bu gerilime daha fazla dayanamayarak aralarına girdim ve Rose’a döndüm.
‘’Rose, odayı gösterebilir misin? Kendimi çok yorgun hissediyorum.’’
‘’Tabi ki Emmy. Bu taraftan.’’Henrietta’ya son bir bakış atıp arkasına döndü.’’Kutsanmış geceler bayanlar.’’Merdivenlerden çıkarken Rose yetişmekte güçlük çekiyordum. Kapıya ulaştığımızda nefes alamaz hale gelmiştim.
‘’Oh, iyi misin?’’ Rose endişeli gözlerle bana bakıyordu. Derin bir nefes aldım.’’Bu kadar hızlı merdiven çıkmamıştım.’’
‘’Üzgünüm... Odamız burası. İçeri girmek ister misin?’’
‘’Tabi ki...’’Oda olağanüstüydü. Bana evimde ki odamı hatırlatıyordu. Koyu lila duvarlar ve beyaz perdeler, yatak örtüleri... Rose, sol taraftaki yatağa oturdu. Bende sağ taraftaki ne geçtim. Yatağın yanında ki komodinin üstünde ki kitaplarımı fark ettim. Stiletto, Magazin Q...İki dudak parlatıcısı da yanlarındaydı. Ayağa kalktım ve çalışma masasının önüne geldim. Dizüstü bilgisayarım, kasetlerim, makyaj çantam...
‘’Hep yaparlar. Sanırım ilk önce evimize uğruyorlar.’’Rose, bunu bıkkın bir ifade ile söylemişti.’’Rose, ağrımı nasıl azaltın. Sen elini alnıma koydun ve sonra ağrı bir hayli azaldı.’’
‘’Nyx’ın bana verdiği yetenek iyileştirme...’’
‘’Tabi ki... Tanrıça (!) Nyx...’’
‘’Nyx’a sende mi inanmıyorsun?’’Rose’un yüzünde bir gülümseme belirmişti.’’Daha bugün işaretlendim ve ne diyebilirim ki inançlarım zorlanmaya başladı. Daha sabahleyin Bay Bubble’ın tarih dersini düşünüyordum. Şimdi ise bir vampir olacağımı... Peki, sen ne zaman işaretlendin.’’
‘’Bir yıl önce... On beş yaşındayken işaretlenmek gerçekten berbat bir şey ve daha kötüsü kafenin içinde...’’
‘’Çok kalabalık mıydı?’’Rose, benden bile beter işaretlenmişti. Kalabalık bir kafenin içinde işaretlenmek. Tanrım. Çok kötü olmalı.
‘’Ağzına kadar doluydu. Herkes bir bana bir iz sürücüye bakıyordu. İnsanların gözleri yuvalarından çıkacakmış gibiydi. Balık gibi bön bön bakıyorlardı.’’İkimizde kendimizi tutamadık ve gülmeye başladık. Aslında bu gülme sinirlerimin boşanmasına yaramıştı. Gözlerimden yaş akana kadar gülmeye devam ettim. Aniden kapı açıldı. Sarışın bir kız tedirgin ifadelerle bize bakıyordu.
‘’Polisler geliyor. Paris’te bir vampir saldırısı olmuş ve buradan şüpheleniyorlar. Hazırlansanız iyi olur birkaç dakika sonra burada olurlar.’’Rose ile birbirimize baktık ve sarışın kızlar beraber odadan dışarı çıktık.

***

Polislerden biri Henrietta’ya yaklaştı ve yüzüne tükürür gibi konuştu.’’Bayan Henrietta, bu affedilemez. Vampirler insanlara saldırmaya başlarsa bizim hallimiz ne olacak. Çaylaklarınıza göz kulak olmanızı tavsiye ederim.’’Henrietta, polise gözlerini kısarak baktı ve gözlerini ona odakladı.
‘’Paris’te bulunan tek vampir biz değiliz ve bu çocuklar daha çaylak sizin dediğiniz gibi kan içmiyoruz. İnsan kanı içmek bizde yasaktır.’’
‘’Umarım, öyledir Bayan Henrietta.’’Şehir merkezinde bir çocuk çoğul yaralanmadan ölmüştü. Vücudunda hayvan ısırığına benzeyen izler varmış ve kanında ki tüm kanlar çekilmiş. Rose, huzursuzca kıpırdanınca ona baktım. Yüzü beyazlamıştı ve gözleri polise kilitlenmişti.
‘’Rose, iyi misin?’’Gözlerinin kırpıştırarak bana baktı. Tedirgin görünüyordu. Aşırı tedirgin.’’Yoksa sen miydin?’’
‘’Hey, orada ne konuşuyorsunuz?’’Polis bize hızla yaklaşmaktaydı. Rose’un kendini sıktığını gördüm. Adamın üstüne atlamamak için kendini zor tutuyordu. Hızlı nefes alıp vermeye başlamıştı. Neyse ki polis onun önünde değil benim önümde durmuştu. Bana gözlerini kısarak bakıyordu.
‘’Evet, Bayan burada ne konuşuyordunuz?’’Gözleri bir an Rose’a takıldı sonra bana çevrildiler. Gözleri şaşkınlıkla açıldı.’’ Sebastian Doyle’nin kızı Eliza Doyle misin?’’
‘’Emmy, buraya gelerek ailesinin hükmünden çıkmıştır.’’Polis ise hala cevap bekliyordu.’’Evet, onun kızıyım.’’
‘’Demek sende işaretlendin. Ailen ne kadar üzülmüştür kim bilir. Yazık... Yazık... Çok Yazık.’’
‘’Onunla böyle konuşamazsın. Burada insan olan sensin!’’Polisin gözleri Rose döndü.’’Sen kim oluyor da benimle böyle konuşma hakkını buluyorsun! Ucube! ‘’Rose, polisin üstüne atılmak için fırsat kolluyor gibiydi ellini tuttum ama bir faydası olmadı. Rose, hırlamaya başlamıştı.
‘’İşte görün! Çaylaklarının vampir olmadığını söylüyordu ama bakın o bir vampir! Hemde kana susamış bir vampir.’’
‘’Kes sesini ve defol buradan !’’Bu çıkışı karşısında polis afalladı ve geri çekildi.’’Doğru... Gitme vaktimiz geldi. Ama eğer Paris’te gene böyle bir olay yaşanırsa yeniden geleceğiz.’’

***

‘’Rose, orada olanlar neydi?’’Uyumak için hazırlanıyorduk. Rose, pijamasını giymiş ayna karşısında saçını tarıyordu.
‘’Bir şey olduğu yok.’’Yüzü suçlu suçlu pembeleşmişti.’’Bana anlatabilirsin Rose.’’Nasıl oldu bilmiyorum ama Rose şimdiden kardeşim gibi geliyordu. Ona güvenebileceğimi hissediyordum. Bana döndü ve yatağa oturmamı işaret etti. Oda kendi yatağına oturmuştu.
‘’İki ay önce kan şehveti yaşamaya başladım. Senin yaralı halini bulmadan önce şehre inmiştim. Serseri kılıklı bir çocuk bana sarkıyordu. Bende onu ormanlık alana götürdüm. Çok açtım ve dayanamadım. Vücudunda ki tüm kanı emdim. Polis haklıydı ben tam bir ucubeyim.’’
Vampirlerin kan içmesi gerekmiyor muydu?’’Vampirler kan içerler Rose.’’
‘’Keşke öyle olsa... Daha rahat olurdum. Ama kan şehveti altıncı sınıfta başlıyor ve ben daha dördüncü sınıftayım. Bu arada sende üçüncü sınıfsın.’’
‘’Daha buraya yeni geldim nasıl üçüncü sınıfa çıktım.’’Rose yüzüme bıkkın bir ifade ile baktı.’’Tanrım, Emmy sen vampirler hakkında hiçbir şey bilmiyorsun değil mi? Kafamı öne arkaya salladım.
‘’O zaman baştan başlayalım. Burada sınıflar üçüncü, dördüncü, beşinci ve altıncı sınıf olarak ayrılır. Yani birinci sınıf burada ki üçüncü sınıftır. Fark ettiğini sanmıyorum ama her öğrenci kendi sınıfının sembolünü taşır. Altıncı sınıfların helezonun üç kader tanrıçasını temsil eder. Kader Tanrıçası Nyx’ın çocuklarıdır. Atropos’un elinde ki makas oklun sonun temsil eder. Tabi bazıları için hayatın sonunu.
‘’Sende kanatlar var bu ne anlama geliyor?’’
‘’Nyx’ın tohumunun çocuğu olan Eros’un kanatları. Bu sembol benim aşkı simgeler ancak gerçek şu ki anlamı Nyx’ın sevgi kapasitesini ve sürekli olarak ileriye doğru hareket etmemiz gerektiğini hatırlatması için taşıyoruz.’’
‘’Ya beşinci sınıfların simgesi?’’
‘’Nyx’ın arkasında yıldızlardan oluşan bir iz bırak arabası. Araba, Nyx’ın yolculuğunu bizim sürdüğümüzü gösteriyor. Yıldızlar geride bıraktığımız iki senenin sihrinin sembolize ediyor ve tabii ki senin sembolün Nyx’ın labirentinde ilerlemeye başladığını gösteriyor.’’Yorganını çekti ve yatağının içine girdi.’’İyi geceler Emmy.’’
‘’İyi geceler Rose... Polisin karşısında beni savunduğun için sağol.’’Sırtından bana baktı.’’Önemli değil.’’Sonra yeniden döndü. Bende ışığı kapattım ve yatağıma girdim. Şimdi düşünüyordum da bugün neler neler yaşadım. İşaretlenmiştim, ölmeyi bir mucize eseri sollamıştım. Rose... Kan şehveti yaşayan bir arkadaşım vardı. Ama ona güveniyordum. Bakalım yarın neler yaşayacaktım.


En son Emmy Victorina Martel tarafından Cuma Eyl. 17, 2010 5:00 pm tarihinde değiştirildi, toplamda 1 kere değiştirildi
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emmy Victorina Martel
5. Sınıf Çaylak
5. Sınıf Çaylak
Emmy Victorina Martel


En Belirgin Özelliği : Sarı Saçlarım,Mavi Gözlerim,Güzelliğim,Moda Anlayışım ,Hırçınlığım , Kendime olan güvenim...
Kediniz : Mary...Benim,yumuşacık tüylü kara kedim,herkes onun şanssız ve uğursuz bir kedi olduğunu düşünüyor ama o bana sevgisini vererek şans getiriyor.
Nerden : Paris Gece Evi/Tulsa Gece Evi ( Paris Gece Evinden Gönderildim )
Mesaj Sayısı : 40
Kayıt tarihi : 16/09/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 85
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi:

Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm Empty
MesajKonu: Geri: Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm   Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm I_icon_minitimeCuma Eyl. 17, 2010 4:53 pm

1.Bölüm Rpg Bölümündedir Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Emmy Victorina Martel
5. Sınıf Çaylak
5. Sınıf Çaylak
Emmy Victorina Martel


En Belirgin Özelliği : Sarı Saçlarım,Mavi Gözlerim,Güzelliğim,Moda Anlayışım ,Hırçınlığım , Kendime olan güvenim...
Kediniz : Mary...Benim,yumuşacık tüylü kara kedim,herkes onun şanssız ve uğursuz bir kedi olduğunu düşünüyor ama o bana sevgisini vererek şans getiriyor.
Nerden : Paris Gece Evi/Tulsa Gece Evi ( Paris Gece Evinden Gönderildim )
Mesaj Sayısı : 40
Kayıt tarihi : 16/09/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı: 85
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi:

Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm Empty
MesajKonu: Geri: Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm   Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm I_icon_minitimeCuma Eyl. 17, 2010 5:44 pm

Eğer isterseniz 3.bölümüde yapabilirim.Hemde daha uzun.Hikayenin altına yorum bırakmanız yeterli.

Edit: Sitemizde flood ( arka arkaya yazmak) yapmak yasaktır. Lütfen kurallara uyunuz.
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
Rose_Mountrachet
Yeni Üye
Rose_Mountrachet


En Belirgin Özelliği : Kahverengi saçlarım,Kahverengi Gözlerim ve Güzel Yüzüm ...
Kediniz : Victorya ...Benim küçük beyaz tüy yumağım...
Nerden : Paris Gece Evi / Fransa
Mesaj Sayısı : 7
Kayıt tarihi : 16/09/10

Rpg Gücü
Rp Puanı Rp Puanı:
Uyarı Seviyesi Uyarı Seviyesi:

Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm Empty
MesajKonu: Geri: Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm   Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm I_icon_minitimeCuma Eyl. 17, 2010 6:18 pm

inanmıyorum harbiden yazıyosun yani Smile kanka sen 3.bölümü hemen yapıyosun tamam mı ? ama bende olcam ona göre süper bişe yazarsın artık beni önemli biri falan oluyim ya da diğerlerinden farkıl bir çaylak haa unutmadan gece evine ilk gelişten başlıyosun bn kesinlikle 4.sınıf çaylakğım ona göre Smile hikayeyi bekliyorum Smile Heyy everyone kankimin hikayesini okuyun Smile
Sayfa başına dön Aşağa gitmek
 
Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen - 3. Bölüm
Sayfa başına dön 
1 sayfadaki 1 sayfası
 Similar topics
-
» Paris'in Gerçek Dünya'sı - Emma McCarlen
» Gerçek Anlamda...
» Değişim gerçek inanmanda gizli
» Emma Sun Montage
» Emma Sun Montage

Bu forumun müsaadesi var:Bu forumdaki mesajlara cevap veremezsiniz
House Of Night :: Dünyadan :: Kendi Kalemimiz-
Buraya geçin: