1. Masa (Hannah-Ace-Lilith-Ares)

Çok heyecanlıydım. Sonunda balo günü gelmişti.
Balo salonundan içer girdiğimde henüz fazla kişi gelmemişti. Klasik bir müzik çalınıyordu.
Küçükken Cadılar Bayramı'nda ne haylazlıklar yapardım.
Şehirdeki neredeyse bütün evleri yorulmadan gezip şeker toplardım. Hatta bir keresinde hayalet kostümüm görüşümü engellediği için yere düşmüştüm ve bütün şekerlerim yere saçılmıştı.
Bunları hatırlayınca kıkırdadım.
"Hannah!"
Ares bana sesleniyordu. Gülümseyerek bana doğru koşmaya başladı.

"Hannah!"
Hannahya sesleniyordum. Gülümseyerek ona doğru koşmaya başladım.

"Canim cok güzel olmussun", dedim Hannah'ya sag ve sol yanagindan öperek selam verdim. "Sag ol canim, sende fena sayilmassin hani.", dedi bana ve "Lilith nerde?", diye bir soru yöneltti. "O henüz hazirlanamadi, ben cikarken makyajini yapiyordu", dedim Ares. "Off etraf yaki$ikli kayniyor", dedim tekrar. "Pssst sevgilim duymasin", dedi Hannah sakaci bir sesle ve göz kirpti.
Bir kac caylak gecerken bana yada Hannahya selam veriyordu..

Ares gidince ne kadar geciktiğimi o zaman anladım ve hızlıca makyajımı bitirip koştura koştura balo salonun agirdi.Tam içeri girmiştim ki bizim kızlar birilerini kesiyordu hemde bensiz. Sinirli sinirli yanlarına doğru gitim.Yanlarına doğru giderken etraftikelre selam veriyordum. En sonunda yanlarına ulaştığımda;
"Siz hemde bensiz,hemde yakışıklı çocukları nasıl kesersiniz?" dedim. Biraz sinirli sinirli baktım sonra hep beraber gülmeye başladık.
"Bu arada kızlar yakıosunuz." dedim ve kendilerini beğenmiş bir şekilde ellerini yukardan aşağıya kendilerini gösterip
"Biz farkı..." dediler sözleşmişler gibi.
"Ya kızlar yapmayın böyle valla sevgilimin kulağına gitçek.ben yapmıyorum o yapıyor." dedi Hannah, Sanki bir suç işlemişte arkadaşına atar gibi masum bir şekilde.
"Tamam ya zaten senin öle bişey yapmayacağını biliyoruz tatlım.Hem bakabilirsin bizden sır çıkmaz.Azcık bakmak bazen iyidir." dedim. Sonra en önemli işime yani yakışıklıları kesmeye ve kim ne giymiş bakmaya başladım.

"Ya biz hala bosta oldgumuz icin rahat rahat bakariz, dimi canim?", dedim gülerek Lilith'e, Lilith göz kirpti ve tekrar arkaisni döndü.
Daha sonra müzik biraz canlandi ve ben Lilith'le herkes gibi dansa basladik, Hannah sevgilisini beklemeyi tercih etti "Simdi gelir zaten, mesaj atti demin", dedi Hannah aciklama olarak. Biz dans ediyor arada birkac kisiye carpip özür diliyorduk, yada birilerini kesiyor ve selam veriyorduk. birden bire elektirik kesildi ve 10 saynie sonra tekrar geldi.

Ahh. Çok geç kalmıştım. Hızla boy aynasında kendime baktım. Kostümüm iyi görünüyordu. Kılıcıma en güzel şovalye kostümü uymuştu. Gri zırh ışıkta parlıyor ve içindeki beyaz gömlekle uyum sağlıyordu. Beyaz gömleyin kolları uzun ve kol uçları kan kırmızısıydı. Kılıç ise belime bağlı duran altın sarısı kılıfta duruyordu.
Hemen kapıdan dışarı çıktım ve merdivenlerden son sürat indim. Bir çok çaylak, değişik kostümler giymiş ve sohbet ederek balo salonuna doğru ilerliyordu.
Ardından balo salonuna koştum. İçeri girdiğimde Ares, Lilith ve Hannah duruyordu. Yani Ares ve Lilith dans ederken Hannah orada duruyordu. Bir an elektrik kesildi. Bende elektrikler gelmeden gözlerimi kapattım ve yolumu bulup Hannah'ın önünde dizlerimin üstüne çöktüm. Ardından elektrikler geldi ve Elini tutup konuşmaya başladım:
-Bu dansı bana lütfeder misiniz prenses?
-Ah Ace... Tabi ki de.
Sonra dans etmeye başladık. Gözlerimi onun gözlerinden alamıyordum. Tam bir melekti ama beni hala kabullenip kabullenemediğini bilmiyordum. Keşke beni anlayabilseydi. Böyle düşünmek bu gece için iyi değildi. Hafifçe kafamı salladım ve Hannah' la konuşmaya başladım:
-Hey. Beni arkadaşlarınla tanıştırsana...

Doğrusunu söylemek gerekirse bu kızlarla olunca insan hiç sıkılmazdı. İkisi de çok eğlencelilerdi.
Sonra elektrikler kesildi. Tam söylenmeye başlayacaktım ki geldi. Tekrar geldiğinde Ace karşımdaydı.
"Bu dansı bana lütfeder misiniz prenses?"
"Ah Ace... Tabi ki de."
Birbirimizin gözlerinin içine bakarak dans ederken bir yandan da zihnim düşüncelerle doluydu. Karanlık tarafa geçtiği için ona karşı biraz farklı hissediyordum.
Ama sadece biraz. Bu akşam bunları düşünmek istemiyordum. Eğlenmek istiyordum.
Sahi, ne zamandır eğlenmiyordum ben?
"Hey. Beni arkadaşlarınla tanıştırsana."
Bir an kızları unutmuştum. Onlara döndüm ama onlar kıkırdamakla meşguldüler.
"Ehm... Bu Lilith. Lilith Hex Rebelblood. Kişiliği, soyadına tam uyuyor. Kendisi çok asil bir kız."
Lilith gülümsedi ve Ace'le tokalaştılar. Ace de adını söyledi.
"Bu da Ares. Kendisi güzelliğin beden bulmuş hali desem?"
Ace'le tokalaştılar.
"Bu da Ace Skym. Sevgilim," dedim gözlerimi kırpıştırarak.

-Bu da Ares. Kendisi güzelliğin beden bulmuş hali desem?
Biraz rol yeteneği ile konuşmaya başladım:
-Merhaba bayanlar.
Aslında Ares ve Lilith' i gayet iyi hatırlıyordum. O kuzgun saldırılarından sonra Lilith' e ne olduğunu bilmesemde Ares' le iki günlük bir serüven yaşamıştık ve ikimizde paçamızı zor kurtarmıştık.
Ardından ares ve Lilith bana güldüler ve dans etmeye gittiler. Hannah' la baş başa kaldığımızda ise Hannah yakamaya yağıştı:
-Tanrım Ace. Üç gündür neredeydin. Odana filan uğradım ama yoktun?
-Kuzgunlarla yeni bir maceradaydım.
Sonra gülmeye başladım ama Hannah ciddiydi:
-Bak Ace bu komik değil. kendini öldürtebilirdin.
-Korkmana gerek yok. Ben kendimi koruyabilirim. Bu arada içecek birşeyler ister misin?
-Evet. Oturup bir şeyler içersem iyi olur.
Ardından içecek masasına gittim ve arkama baktığımda Hannah' ın kızlara doğru gittiğini gördüm...

Hannah bize dogru gelirken bende Ace'nin yanina gittim Lilith'e "Ben biraz daha sarap alacagim", dedim. Ve yola koyuldum Ace'nin yanina vardigimda. "Selam sevgili abicim", dedim abicim kelimesini üstüne basarak söyledim. "Haha, selam sevgili kardesim", dedi ve ben konusmaya balsadim. "Ace Hannah'dan birbiimizi tanidigmizi gizlemelimiyiz? Baska birsey söylesek, mesela isaretlenmeden önce tanistigimizi falan?", dedim Ace düsünmeye basladi, fakat cevap vermeden birden bire elektirik tekrar gidip geldi. Bunda bir tuhaflik var diye düsündüm..

-Ne diyeli Ares. o yok olduğum 3 gün boyunca Ares' le birlikte kuzgunlarla savaştım ve Ares' i bir kuzgun ısırdı. Galiba o kötü olacak mı diyim? Zaten benim kötü olduğumu duyduğunda yüzündeki ifadeyi görmeliydin ve evet. Ona da doğruları söyleyeceğime yemin ettim.
O sırada Hannah yanımıza geldi:
-Nasılsınız çocuklar?
-İyiyiz Hannah. Bizde birbirimizi daha iyi tanımaya çalışıyorduk.
Hannah bir an yüzüme öfkeyle baktı ve bende sözlerime devam ettim:
-Ne de olsa senin arkadaşların, benim de arkadaşlarım.
Ardından Hannah rahatlar gibi oldu ve bir yudum daha şarap alıp kolumdan tuttu ve:
-Hadi dans edelim...

"Evet, siz dans edin bende burda birilerini kesiyim", dedim gülümseyerek. "Sen hic bos durmassin, simi Tee", dedi Hannah gülerek. "Elbette, ladym", dedim gülerek ve iksiide dans etmeye gittiler. Bir ara yanima birisi geldi adi Jackemis biraz dans ettik, konustuk bizdem bir sinif büyükmüs. Ama daha sonra gitti ve bende Lilith'le dans etmeye basladim. Ama Acenin dedikleri geldi aklima.
-Ares' i bir kuzgun ısırdı. Galiba o kötü olacak mı diyim. Ben kötümü olacaktim. Tabiki böyle birsey imkansizdi. Elimdeki dolu $arab bardagindaki bütün $arabi ictim ve yanda duran masaya biraktim elimdeki bardagi. Elime baktim fondotenle kapatmaya calistigim di$ izleri hala biraz gözüküyordu, ayni kolumdaki mor hilalinde gözükmedigi söylenemezdi. Ama karanlikta gözükmüyordu.
Elektirik tekrar gidip geldi.
Tanrim lanet olsun bu i$ iyice canimi sıkamya basladi..
Ace'ye baktim ve caktirmadan ka$ göz hareketleri yaptim.

Dans ederken Ares' in bir şeyler sölemeye çalıştığını fark ettim. Acaba ne soracaktı. Hemen tuvaletim varmış gibi yaptım ve kafamla Ares' e gelmesini işaret ettim. Ardından tuvaletin önünde tartışmaya başladık:
-Ace, kafama takıldı. Sen" kötü olacak" derken neyi kast ediyordun?
-Ares, Ares, Ares. Bak durumunun farkındamısın bilmiyorum ama burada bir erkeğin boynuna on beş santim yaklaşırsan onun kanının seni cezp edeceğini ve bunun büyük bir felakete dönüşebileceğinin farkında mısın?
-Yapma Ace. Ben öyle bir şey yapmam, yapamam.
-Bende öyle demek isterdim Ares ama sana doğruları söyleyeceğime söz verdim. Şimdi kendini kötü hissediyorsan biraz eğlenmeye çalış.
Ardından gidecektim ki ares kolumdan tuttu:
-Benim gerçekten değişeceğimi düşünüyor musun Ace?
-Keşke değişmesen. Keşke hep böyle kalabilsen ama bunun tek yolu bir damla bile taze kan içmemen.Bu senin teslimiyetin olur ve bir canavara dönüşürsün.
Ardından ağlamaya başladı bende onu omzundan dostça tutup konuşmaya başladım:
-Şaka yapıyordum Ares... Yani yine aynı sen olacaksın ama biraz daha kin dolu...

"Ne oluyor burda?", dedim tuvalete gittiğimde gördüm manzaradan sonra.
"Bana bir açıklama borcu olduğunuzu düşünüyorum bakalım siz bu konuda ne düşünüyorsunuz? Ace Hannah? Ares Ace' la ne yapıyorsun? Ve bir dakika sen neden ağlıyorsun?"Sorularımdan sıkılmış gibilerdi ama ben aldırış etmeden Ares'in yanına gidip sarıldım ve yüzüne baktım. Ne olduğunu anlatmak istiyor ama yapamıyor gibiydi. Bir Ace bir bana bakıyordu.
"Tamam tatlım sen sakinleş. Anlatmak istemezsen anlarım ama bana güvenebilirsin,biliyorsun.", diyip Ace baktım; "Anlayışlıyımdır ve güvenebilirsiniz." , dedim. Ne olursa olsun yanlarındaydım.
Eğer birbirlerini seviyorlarsa da yanlarındaydım. Çünkü sevgi benim için önemliydi. Ama olay daha karışık gibiydi.

Lilith'in bakislarindan ne düsündügünü anladim. Akmi$ olan makyajimi sildim ve "Sacmlama Lilith aramizda birsey yok", dedim. Durum cok kari$ikti. Lilith gelemden bir kac saniye önce.
- Bu durum nekadar sürcek. Yani nekadar kan icemicem. Sonucta ben bir varmpirim ve eninde sonunda icmeliyim, bu durum gecici olmali. - dedim tam Ace cevap verecektiki Lilith geldi.
Lilith'i gercekten cok seviyorum. Hem oda arkadasim hemde nese kaynagim. Cok tatli ve anlayisli biri. Ama konus ask olursa sinir tanimaz...
"Tatlim gercekten senin düsündügün gibi degil", dedim kafasini inanmiyorum der gibi kimildattiginda. "Artik ne oldugnu anlatcakmisiniz?", dedi. Ve ben Ace yöneldim.
Taaaaammm o sirada Hannah geldi..
Ace, Lilith ve Ares tuvaletin oraya gitmişlerdi. Dudağımı ısırdım ve şarap bardağını masaya bırakıp yanlarına gittim.
"Burada birşeyler oluyor," dedim hepsinin gözlerinin içine tek tek bakarak.
"VE BU BENDEN GİZLENİYOR!"
Ben bağırınca irkildiler.
"DERHAL BİR AÇIKLAMA İSTİYORUM!"
"Sakin ol tatlım," dedi Ares.
Derin bir nefes aldım ve kollarımı bağladım. Ayağımı ritimli bir şekilde yere vurarak hepsine bakmaya devam ettim.
"Evet, Açıklamanızı bekliyorum. Birşeylerin gizlenmesinden nefret ederim."
Ayağımı yere vururken çıkardığım ses, rahatsız edici olmaya başlamıştı...

"Hannah kızma birşey olduğu yok. Sadece Ares' in morali bozuk ailesini özlemiş.", dedim. Aklıma gelen saçma ama ilk şeydi. İçimden - daha iyisi olabilirdi- dedim.
"Peki Ace senin ne işin var burda?" , dedi Hannah sinirli sinirli.
"Tuvalete gidiyordu bizi böyle görünce durdu, merak etmiş.", dedim hızlıca. İyiki yanlarına ilk gelen ben olmuşum ve Ares' i kollarıma almışım. Yoksa benim gördüğüm gibi görseydi herşey çığrından çıkabilirdi. Ne olduğunu anlamadan Hannah ile aralarının açılmasını istemezdim. Hannah Ace2 I çok seviyordu çünkü. Hannah' ı severdim ve üzülmesini istemedim.
"Tatlım niye kızıyorsun. Sadece arkadaşlarım nasıllar merak ettim.", dedi Ace.

Ardından Hannah bana döndü ve:
-Arkadaş mı? Arkadaşmış. Daha yeni tanıştını Ace.YENİİİ.
Ardından durdu ve gözleri büyüdü ve sözlerine devam etti:
-Tabi ya. Siz daha önceden tanışıyorsunuz. Ares senin yeni sevlin mi Ace? Beni aldatıyor musun?
-Hayır tatlım. Neden böyle di-
O sırada suratıma okkalı bir tokat yedim. Herkes şok içinde Hannah' a bakıyordu. Ben ne yapacağımı bilmiyordum. Sadece Hannah' a bakıyordum. Hannah devam etti:
-Görüşürüz Ace. Yeni sevgilinle mutluluklar.
-Hannah...
Ardından hızlı adımlarla uzaklaştı. Ares o sırada:
-Özür dilerim Ace. Ben... Ben ne yapacağımı bilmiyo-
-Sssst. Bunu kaldırabilirim. Şimdi asıl meselemize dönelim.
Ve olayı en başından itibaren anlattık...

Her kelimesinde dahada deliriyor dahada sinirleniyor daha da üzülüyordum. İkisinide anlıyordum. Ares çıkmazdaydı, Ace de ne yapacağını bilmiyordu.
"Tamam. Anlıyorum ama neden şimdi. Neden daha önceden sölemediniz? Belki birşeyler bulabiliriz? Gerçi ne olacağını bilmiyorum ama."
Sonra üzgün suratlı iki arkadaşıma baktım. Ne yapacaktık. En kötüsü Ares beni bırakıcakmıydı? Ya kırmızı çaylak olursa?
İlk Kuzgunun önüne atlar beni değiştirmesi için yalvarırdım herhalde. Bilmiyorum neden böyle hissediyordum ama Ares' in yanından bir an bile ayrılmak istemiyordum.
"Tamam bu soruna bir çözüm bulacağız. Ama Ace bence sen bir git ve Hannah' a bak bende Ares elini yüzünü yıkadıktan sonra geliyoruz. Olaya açıklık getirelim. En azından yanınızda ben vardım. Önceden tanıştığınızı ama hiçbir zaman aranızda birşey olmadığını anlatın üçümüz konuşursak anlayacaktır. "
Ace zaten dünden razı hemen koşup gitti bende Ares ile baş başa kaldığımda ona sarıldım ve yüzünü yıkadıktan sonra Ace ve Hannah' ı bulmaya gittik.

Balo salonunda Hannah' ı arıyordum. Bir süre sonra onu sarhoş bir şekilde şarkı söylerken buldum. Ah, ben bunları hak etmek için ne yapmıştım. Ares' i kurtarmak bu kadar kötü bir durum muydu?Ardından yanına oturdum ve:
-Hannah... Kendinde misin?
-Ace ... git. Seni bir daha görmek istemediğimi söylemiştim.
-Bak Hannah yanlış anlıyosun ama. Ben Ares'le sadece arkadaşım. Ama bir konuda doğrusun; Ares ve Lilith' i önceden tanıyorum.
-Yalan söylemekten bıkmadın mı sen? Hadi git yoksa Erebus' un Oğullarından birini çağırmak zorunda kalıcam.
yüzümü önüme eğdim ve tam gidiyordum ki Ares ve Lilith geldi.Onlara:
-Hiçbir yolu yok arkadaşlar. Beni dinlemiyor ve sarhoş. Ona göz kulak olun. Bende kendimi bir yerlerden aşşağı atıyım...

"Yine herseyi batirdim", dedim ve kendimi yere atarak aglamaya basladim. "Ares sacmalama seninle alakasi yok, sadece o bana güvenmedi", dedi Ace "Kapa ceneni Ace! Tabiki benim yüzümden! Önce ailem beni red etti. Sonra o pis yaratik beni beni..", diyebildim sadece bas bas aglioyrdum. Cok sükürki kimseler yoktu. "Neden, bukadar", dedim ve burnumu cekip devam ettim " lanetliyim, herseyin icine etmeisni cok iyi biliyorum, sadece $u hayatimi düzene sokamadim. Ölsem hic, hic" dedim ve tekrar burnumu cekip devam ettim. "fena olmaz", sonra düsecek gibi oldum ve Lilith beni yakaladi.

Tam birşey kızacaktım ki "fena olmaz..." , dedi Ares. Daha da dellendim. Ne ölmek mi istiyordu? Gayet güzel boğabilir öldürebilirdim şuan onu. Ama dokunamıyordum.
"Saçmalamayın ya! Bu nasıl bir balo? Hannah sen nasıl güvenmezsin sevgiline ya bu kadar kolaymı ya terk etmek? Niye dinlemiyorsun? Evet önceden tanışıyoruz ama olay biraz karışık. Bizim başımız belaya girmişti. Ace' de ordaydı yardım etti bize. Ares' e asılan bir çocuk reddedilince fena şeyler olduda. Neden anlamıyorsun? bırak artık inadı da barışın. Lütfen bana inan." Pek inanası yoktu ama Ace' e bakınca ne olursa olsun bırakmak istemiyor gibiydi. Ama açıklama duymalıydı. Ace de sinir küpüne döndüğü için açıklama bana düşmüştü. En iyi yalan buydu. Çünkü en ufak bişey olursa peşimizden gelmek isticekti Ace' e bişey olmasın diye merakından. O yüzden olaylardan uzak tutlmalıydı.
Bizim başımız yeterince dertteydi. Hele birde Ares' in ısırılması tuzu biberiydi. En azından benim için.

Şu ana kadar denilen hiçbir şeyi hatırlamıyorum. Sadece Hannah' a bakıyordum. Üzgündü, sarhoştu. Ne yaparsam yapıyım beni affetmiyordu. Bu sefer fena çuvallamıştım. Hannah' a son kez baktım ve:
-Tamam Hannah. Pes ediyorum. Git ve başkasını bul ve siz kızlar beni takip etmeyin. Bir hafta kadar odamdan çıkmayacağım.
Ardından dışarı çıktım ve bir banka oturdum. Neyi hatalı yaptığımı bilmiyordum, hemde hiç. Ağlıyordum. Hannah için ağlıyordum. Ardından ayağa kalktım ve tam odama dönecekken kulağıma bir uğultu sesi geldi ve bir kuzgun süzülerek bana doğru geldi. karşı koymadım. beni pençeleriyle yakaladı ve uçmaya başladık...

Lilith ve Hannah ile beraber dışarı çıktık. Hannah biraz hava alsın diye. Ace'ı da merak ediyorduk. En son dışarı çıkmıştı. Sonra kuzgun sesi duyduk ve herşey karardı
Gözlerimi actigimda cok fakli hissediyordum. Ellerimle gözlerimi ovusturmak istedim ama ellerimyerine kanatlarim vardi. Inanamadim. Karsimda bir ayna vardi normal vücudumu görüyordum. Sonra dehset bir kuzgun sesi geldi ve arkami döndüm, daha sonra tekrar aynaya baktigimda beni isiran o kuzgunu görüyordum ve güzelliği büyülemişti.
Sonra ne yapıyorum diye düşündüm ve birden tekrar görüşüm kayboldu.
Uçuyordum. Hersey kendiliginden oluyordu, bedenime yani kuzgunun bedenine hüküm süremiyordum. Sonra okuldan uzak bir tepede kocaman bir kalenin içine girdim.Kalenin icinde güzelligi aciklanamayacak bir yaratik vardi
herkez ona Kalona diye sesleniyordu. Ama o inatla yukari bakmakla israrlyidi ve gözelrini ordan alamiyordu, yüzünde kocaman bi tebessüm vardi. Belli ki birsey bekliyordu. Sonra kafami baktigi yöne dogru cevirdim, Kalonanin bekledigi seyi görünce - nutkum tutuldu. O lanet olasi kuzgunun pencelerinde Ace vardi.. Acenin yüzünü görünce kendime geldim.
Ve karsimda Hannah'i gördüm ikside korkan gözelerle bana bakiyordu, belliki $oka girmislerdi. Kendimi görme ihtiyaci duyuyordum. Direk odama kostum ve kendimi boy aynasina süzdüm, kizlar pesimden geliyorlardi. Lavobaya girdim, elimi yüzümü yikadim, daha sonra dolabimi actim, giywecek birseyler ariyordum.
Siyah dar paca pantolonumu giydim ve üstüme beyaz -i love NY- yazan T-shirtümü gecirdim. "Hadi sizde hazirlanin",dedim ve Hannahya ters ters bakarak. "Tabi istiyorsaniz", diye devam ettim. Kosar adimlarla Hannah odasina gidiyordu Lilith'de hazirlanmaya basliyordu. "Korulukta görüsürüz 5 dakika sorna orda olun sakin gec kalmayin beklemeden giderim!", dedim. Ve kosarak Ace'nin odasina gidip kilicini aldim ve elimle cep telefonumu cebime koydugumdan emin olmak icin kontrol ettim.

Hep beraber dışarı çıktığımızda Hannah tökezledi ve koluna girdim bir banka oturttum. Arkamızdan Ares' in geldiğini düşünüyordum ki yanılmışım. Bayılmış. Hemen yanına koştum ve hemen yerden kaldırıp Hannah'ın oturduğu banka koydum. Tabi o sırada meraklandığı için ayağa kalkmış ama pizza kulesi gibi eğik duruyordu. Ares' in yanağına hafif hafif vurarak uyandırmaya çalıştım olmadı. Çok korktum. Ya anlattıkları şey gerçekten oluyorsa? Ne yapacaktım ben?
Hannah bana garip garip bakıyordu. Ben ne yapacağımı bilmez halde ona bakıyordum. Hannah Ares' in başını kaldırıp kucağına aldı ve oturdu.
" Özürdilerim." , dedi. Sarhoş ne yaptığını bilmiyor diye düşündüm ve pek aldırış etmedim. Ares' in kolu banktan aşağıya doğru düştü ve mor hilali gördüm. Aslında görmemek imkansızdı. Işıl ışıl parlıyordu.

Korktum. Çok korktum. Kuzgunlar ısırınca farklı bir çaylak takımı ortaya çıkıyor diye düşündüm ama Alnındaki içi boş hilali aynen yerinde duruyordu. Sonra kıpırdandı,kıpırdandı ve gözleri açtı. Şaşırmış gibi bir hali vardı. Ama ne bekliyordu ki merak etmiştik.
Sonra odamıza koştu arkasından koşar adım ilerlemeye çalışıyorduk çünkü hem Ares'in peşinden gitmek hemde Hannah' a dikkat etmek biraz zordu. Aynada kendini iyice süzdü. Sonra banyoya girdi delirmiş gibiydi. Üstünü giydi.
"Hadi sizde hazirlanin", dedi. "Tabi istiyorsaniz", diye devam etti. Kosar adimlarla Hannah odasina gidiyordu. Bense ne olduğunu anlamaya çalışmak yerine ilk defa sorgusuz suhalsiz Ares'in dediğini yaptı, hazirlanmaya basladım. "Korulukta görüsürüz 5 dakika sorna orda olun sakin gec kalmayin beklemeden giderim!", dedi. Çıktı. Hemen üstüme siyah rahat eşofmanımı giydim. Üstüme bir tişört ve üstünede bir hırka geçirdim. Sustalımı aldım yanıma ama korulukta başımıza gelen olaydan sonra birkaç tane daha edinmiş hatta bikaç tanede Rambo Bıçağı dedikleri bıçaklardan edinmiştim. Kavga etmeyi sevmiştim. Ama en önemlisi sevdiklerime zarar verenleri doğrıcaktım. Yüzümde iyiki almışım gülücüğüyle hemen Hannah'ın odasına gittim ama kapı tam kapanmamıştı ve Hannah kendini yatağa atmış ve orda sıszıp kalmıştı. Dokunmadım ölece yatağın içine soktum. Kapıyı kapattım ve koşar adım koruluğa gittim. Ares Ace' in kılıcını almış bekliyordu.

Elimde Ace'nin kiliciyla bekliyorudm ama sadece Lilith geldi. "Korktumu?", diye sordum. "Hayir, sızıp kalmıs", diye cevap verdi eliyle yatakhaneyi isaret ederek. Aslinda böylesi daha iyidi, yani evet Lilith güclü bir kizdi ama Hannah'i bilmiyordum. Ayrica daha önce hic bir kuzgun gördümü yada onunla savastimi onuda bilmiyordum. Zaten ben kendime ne yapacagimi sasirmis durumdaydim ve o sarhostu onunlami ugrasacaktim? Daha ne yapacagimi bilmiyordum ve Ace'nin kilicina sımsıkı sariliyordum. "Tanrim", dedim ve derin bir nefes aldim ardindan devam ettim, "Lilith buralarda büyük bir kale gibi birsey biliyormusun, üzerinde kocaman siyah bir saat var ve saatin yazilair beyaz?" Lilith garip garip bakiyordu, kesinlikle bu kiz kafayimi yedi diye düsünüyordu. Sonra biraz düsündü ve "Evet", dedi. Ve ben nasil gidildigini sordum, oda tarif etti. Hemen oraya gittik görüsümde saat 00:02'de getiriyordu kuzgun Ace'yi. Yani daha yarim saatimiz vardi ve biz kalenin önünde agaclarin arkasina saklaniyorduk.
Birden gözlerim kalenin önünü degilde, baska bir yeri gösteriyordu. Aaah evet buraya biliyordum, burasi , burasi Ace'yle kuzgundan kurtulduktan sonra ates yakip uyudugum yerdi. Benim kolum yani kanadim agriyordu pencelerimdede Ace vardi - Bu demek oluyorki ben Ace'yi kaciran kuzgunun gözlerinden görüyordum ve o kuzgun yaralanmisti- Lilith "Ares, Ares", diye bagriyordu. Elimle israret parmagimi kaldirdim ve elimle dur dedim. Ama görüsüm gitti.